29 Eylül 2024 Pazar

Hatice Atalay ve Şeyhmus Eroğlu'nun akıbeti soruldu

Batman ve Diyarbakır'da bu hafta da kayıpların akıbeti soruldu ve failler  yargılanan kadar mücadele edeceklerinin altını çizdi. 

Kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini soruyor ve faillerin yargılanması talebini yineliyor. Batman ve Diyarbakır'da bir araya gelen kayıp yakınları bu hafta da "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" şiarını yükseltti.

BATMAN
Kayıp yakınları ve İHD Batman Şubesi, Gülistan caddesindeki İnsan Hakları Anıtı önünde kaybedilenlerin fotoğrafları ve "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" yazılı pankartı açtı. Basın metnini okuyan Yunus Bağış, 10 Eylül 1996 tarihinde Diyarbakır'ın Dicle ilçesinde katledilen Hatice Atalay'ın akıbetini sormak için buluştuklarını dile getirdi. 

Hatice Atalay'ın oğlu Hacı Atalay'ın olaya ilişkin beyanlarını aktaran Bağış, "10 Eylül 1996 tarihinde gece saat 10:00 ile 11:00 saatleri arasında annem, babam ve komşumuz Hatice Akkoç, evimize yaklaşık 1 kilometre mesafede bulunan ve Dicle Emniyet Müdürlüğünün karşısında bulunan sebze bahçemizi sulamaya gitmişlerdi. Sulama sırası kimdeyse Emniyet Müdürlüğü'ne bilgi veriliyordu. Bu nedenle sulama sırasının bizde olduğu bilgisi daha önceden verilmişti. Annemler bahçeyi sulamaya başladıktan bir süre sonra, Emniyet Müdürlüğü'nün arka kısımlarında bulunan Ziyaret tepesinden orada sürekli olarak konumlanan özel harekat timleri tarafından uzun namlulu silahlarla ateş açılmış. İlk taramadan sonra, bir el silah sıkılmış. Sonra tekrar seri bir şekilde ateş edildiği sırada babam, Emniyete doğru koşarak silah sıkmamalarını söylüyor.

Ancak orada bir polis, babama hakaret edip 'seni de öldüreceğiz' diyor. Babam, annemin yaralandığını ve hastaneye yetiştirmek istediğini söylüyor. Ancak sabah saat 06:00 ya kadar oyalıyorlar. Sonra olay yerine savcı ve doktor getiriliyor. Ancak annem ölmüştü. Hastanede işlemler bittikten sonra cenazesi bize teslim edildi. Emniyet yetkilileri, olay yerinde mermi bulamadıklarını ve olayla ilgilerinin olmadığını söylediler. Oysa babam karakoldayken sokağa çıkma yasağı vardı. Kendisine 'Siz de dışarı çıkmasaydınız' demişlerdi."

Bağış hakikatten ve haklılıktan alıkları meşruiyetle susmayacaklarının altını çizdi. Açıklama sonrası bir süre yapılan oturma eylemiyle eylem sona erdi. 

DİYARBAKIR
Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkında Yaşam Hakkı Anıtı önünde 709. açıklamalarını 21 Eylül 1995 tarihinde köy korucuları ile askerlerin gece yarısı gerçekleştirdiği baskın sonucunda gözaltına alınıp, kendisinden bir daha haber alınmayan Şeyhmus Eroğlu'nun akıbetini sordu.

İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp Komisyonu Üyesi Fırat Akdeniz tarafından okunan Eroğlu'nun hikayesi şöyle: "Şeyhmus Eroğlu, 1930 yılında Mardin'in Midyat ilçesine bağlı Bardakçı (Batê) köyünde doğdu. Evli ve yedi çocuk babasıydı. Yaşadığı köye sık sık baskın yapan askerler ve korucular tarafından korucu olmaya zorlanıyordu. Köye yapılan baskınların birinde, kardeşiyle birlikte gözaltına alınan Şeyhmus Eroğlu daha sonra serbest bırakıldı. Eroğlu ailesi baskılar sonucu köyden ayrılmak zorunda kaldı. Şeyhmus Eroğlu, ailesiyle birlikte Batman merkeze taşındı. Birkaç yıl burada yaşadı.

21 Eylül 1995 tarihinde köy korucuları ile askerlerin gece yarısı gerçekleştirdiği baskın sonucunda, Şeyhmus Eroğlu gözaltına alınarak Mardin'e getirildi. Gözaltı sonrası ailesinin Şeyhmus Eroğlu'nu bulmak, kendisinden haber alabilmek için yaptığı tüm girişimler sonuçsuz kaldı. Yetkililer ise Eroğlu'nun ne ev baskınını, ne de gözaltına alındığını kabul etti.

Onunla aynı zamanda gözaltında kaldığını belirten kimi görgü tanıkları ise Şeyhmus Eroğlu'nun gözaltında tutulduğunu, ağır işkenceler gördüğünü, daha sonra da serbest bırakıldığını söyledi. Yine Midyat'taki kimi görgü tanıklarının ifade ettiğine göre serbest bırakıldığının söylendiği tarihte, özel timlerin olduğu bir arabanın içinde görüldü. Şeyhmus Eroğlu'ndan, gözaltına alındığı tarihten itibaren bir daha haber alınamadı."

Hikayenin okunması ardından kayıp yakınları, Şeyhmus Eroğlu ve diğer tüm kayıp ve faili meçhul siyasi cinayetlere kurban gidenler için 1 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirdi.