27 Eylül 2024 Cuma

Halkların umut ışığı Kobanê zaferi

Kobanê'de savaşçılar yüz günü aşkın, sokak sokak, ev ev, oda oda direndiler. Geride binlerce şehidi ve gazisi ile birlikte yerle bir olmuş bir kent kalırken, onuru ve özgürlüğünü hiç bir şeye değişmeyecek bir gelenek tarihe kaydedilmişti. Kobanê halkı 26 Ocak sabahına büyük bir umut ile uyanmıştı.

Kobanê Direnişi, canlarını hiç düşünmeden feda eden yüzlerce kadın, erkek, genç ve yaşlı savaşçının kahramanlığında hayat buldu. Bu irade savaşı 26 Ocak günü Kobanê kent merkezinde yüzlerce savaşçının omuz omuza çektikleri halay ile zaferini ilan etti.

Kobanê zaferinin kahramanları, birçoğu çeşitli coğrafyalardan, farklı ülkelerden gelen, sayıları binlerle ifade edilecek YPG, YPJ, enternasyonalist, komünist savaşçılardı. Emperyalist dünyanın büyüttüğü, Türk devletinin ise her imkânı seferber ederek arkasında durduğu DAİŞ çetelerine karşı tarihi bir mücadele ortaya koyarak topraklarını savundular.

Devrimin başlaması ile bütün gözler, Rojava'ya çevrilmiş durumdaydı. Devrim nasıl bir seyir izleyecek, hangi yoldan, nasıl gelişimini sürdürecek merak konusuydu. Rojava devrimi Kobani'den başladı, BAAS rejiminin resmi kurumlarını basan halk, rejim askerlerini ve resmi memurları kovarak kurumlara el koydu, hızla kendisini örgütledi ve devrimci iktidarın inşasına koyuldu.

DEVRİM OCAĞI KENT KOBANÊ
Rojava'nın en küçük kantonu olan Kobanê kantonu, Urfa'nın Suruç ilçesinin güneyinde yer alıyor. 2012 yılından önce Halep'in ilçesi olan Kobanê'de o dönem 55 bin kişi yaşıyordu. Suriye'de ortaya çıkan halk hareketleri sonrası sayı sürekli değişse de şu anda Türk devleti ve çetelerin saldırı tehditlerine karşı Kobanê kent merkezinde ve köylerinde 140 binin üzerinde sivil halk yaşamını sürdürüyor.

Devrimle birlikte kurulan Demokratik Özerk Yönetim tarafından toplumsal inşa çalışmalarının yürütüldüğü Kobanê, kısa sürede sömürgeci Türk devletinin hedefi haline geldi. Kobanê'de örgütlenen eşitlikçi ve komünal yaşam tüm dünyada kendinden söz ettirir hale geldi. Türkiye'nin hemen yanı başında Kürt halkının ve diğer halkların öncülüğünde inşa edilen ve  herkesin merak ettiği yeni bir sistem ve model bütün dünya ezilen halklarına umut ışığı oluyordu.

DİRENİŞ OCAĞI KENT KOBANÊ
Rojava ve Bakur Kürdistan arasındaki yapay sınırı ortadan kaldıracak, Kürtlerin kendi kaderini tayin iradesini güçlendirecek korkusu, Rojava devrimini ezmek üzere sömürgeci Türk devletini harekete geçirdi. Suriye'ye dönük dış siyasetini önce El Nusra çeteleri ile yürütmeye çalıştı. Katar ve Suudi Arabistan'dan aldığı petro dolarlarla dünyanın dört bir tarafından çete devşirdi ve Türkiye üzerinden Rojava'ya gönderdi. Kürt halkının hızla örgütlemiş olduğu halk ordusu YPG ve YPJ güçleri El Nusra çetelerini Serekaniye'den Tıl Koçer'e kadar kovaladı ve sonuçta yenilgiye uğrattı. Türk sömürgeciliğinin birinci hamlesi de böylece yenildi. İkinci adımda Türk faşizmi 2004 yılında Irak'ta kurulmuş ve El Kaide'ye biat etmiş olan, adı sanı pek bilinmeyen bir İslamcı örgütü besledi, büyüttü. Kürt ve Arap halkının üzerine saldırttı. Sonradan ismini değiştiren Irak Şam İslam Devleti (DAİŞ) ile Türk devleti arasında Rojava devrimini ortadan kaldırma şartına bağlı olarak başta petrol olmak üzere buğday ve pamuğa kadar pek çok anlaşma yapıldığı belgeleriyle birlikte ortaya çıktı.

Yenilen El Nusra'dan arta kalan çete artıklarını da etrafında toplayan DAİŞ, Rojava genelinde Kürtlere saldırıya girişti. 2014 yılının Ağustos ayında DAİŞ çetelerinin Cerablus ve Minbic hattından Kobanê'ye yönelik ilk büyük saldırıları başladı. Bu aşamaya kadar bir günde işgal ettikleri Musul'dan aldıkları silahlarla önce Ezidi Kürtlerin yaşadığı Şengal'de, ardından Cizir bölgesinde Kürt ve Arap katliamlarına girişen DAİŞ çeteleri Türk devletinin yönlendirmesiyle Kobanê'yi stratejik hedef olarak belirledi ve bu kapsamda saldırılarını arttırdı.

Eylül ayında Kobanê'nin köylerine yönelik saldırılara ilk büyük yanıt 15-16 Eylül tarihlerinde Serzori köyünde verildi. Serzori'deki direniş, Suriye'de katliamlar yaparak ilerleyen DAİŞ çetelerini Kobanê'de nasıl bir direnişin beklediğini göstermişti.

Rodi ve Peyman'ın komutasındaki 13 YPG-YPJ savaşçısı, Bawer Efrîn, Berçem Cudî, Berfîn Çiya, Berxwedan Batman, Bira Perwer, Ciwan Heval, Gülistan Qendîl, Hebun Kobanê, Mizgîn Cudî, Rüstem Cudî ve Serxwebun Xerib, bir köy okulunda topraklarını ve devrimi nasıl savunacaklarını ortaya koydular. Bu genç savaşçıların direnişi karşısında bir adım ilerleyemeyen DAİŞ çeteleri okulu yakarak hepsini katletti. Serzori direnişinde ölümsüzleşen bu savaşçılar 21. Yüzyılın Stalingrad'ı olmayı hak eden Kobanê direnişinin ilk kahramanları arasına girdiler. Onları anmadan yazıya devam etmek olmazdı elbette. Serzori köyündeki okul, bu kahramanca direnişin tanığıdır.

HALKLARIN STALİNGRAD'I KOBANÊ
Serzori'de direnen Heval Peyman, Berfin, Çiya, Gülistan, Berçem ve Mizgin gibi kadın komutanlar ve savaşçılar artık çetelerin korkulu rüyası haline gelmişlerdi. Can siperane direniş devam ederken, Kobanê'nin en stratejik yeri olan Miştenur'u ele geçirmeye çalışan DAİŞ çetelerine karşı Arin Mirkan "Kürt kadınları daha son sözünü söylemedi" diyerek bedenini barikata çevirdi. 5 Ekim 2014 tarihinde gerçekleştirdiği fedai eylem ile savaşın yönünü değiştiren Arin Mirkan, bütün dünya ezilen halklarına "son sözü direnenler söyler" deyişini hatırlattı.

Arin Mirkan'ın Kobanê direnişinde fedaileşmesinin üzerinden henüz 24 saat geçmeden mesaj yerine ulaşmıştı. Mesajı alan emekçi halklar 6-8 Ekim'de sokakları, meydanları işgal ettiler, Kobanê onur ve özgürlük direnişinin parçası oldular. Bu fedai eylemin ardından yapay sınırlar ortadan kalktı, Türkiye-Bakur Kurdistan Kobanêleşti, Kobanê ise artık ezilen halkların Stalingrad'ı olmuştu.

"Kobanê düştü düşüyor" sözleriyle DAİŞ çetelerinin sözcüsü gibi konuşan dönemin AKP'li başbakanı Erdoğan'a hak ettiği cevabı, Türk ve Kürt halkı birleşik direniş mevzilerini büyüterek verdi. Öyle ki Türkiye ve Kuzey Kürdistanlı birçok genç yüzlerini Kobanê'ye çevirerek onur ve özgürlük savaşında yerlerini aldılar. Daha önce Kobanê'nin, Rojava'nın ismini duymamış bu gençler, 21. yüzyılın Stalingrad'ı için direnmekten ve şehit düşmekten geri durmadılar.

Devrimin başında Rojavaya gelen MLKP savaşçıları, Cizır bölgesinde devrimi savunurken, Adıl Yıldırım ve Sarya Özgür komutasında bir grupla da Kobanê direnişine aktif şekilde katıldılar. Kobanê direnişinde yer alan Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi MLKP'li Paramaz Kızılbaş (Suphi Nejat Ağırnaslı) 7 Ekim 2014'te Miştenur tepesindeki çatışmalarda şehit düştü. MLKP'nin Kobanê'deki komutanlarından Sarya Özgür (Sibel Bulut) de 12 Aralık'ta kendi isminin verildiği caddede ölümsüzleşti. Komünistler Kobanê'nin özgürleştirilmesinde Algan Zafir ve Emre Aslan'ı da savaş siperlerinden ölümsüzlüğe uğurladılar.

ZAFER KENTİ KOBANÊ
Kobanê'de savaşçılar yüz günü aşkın, sokak sokak, ev ev, oda oda direndiler. Geride binlerce şehidi ve gazisi ile birlikte yerle bir olmuş bir kent kalırken, onuru ve özgürlüğünü hiç bir şeye değişmeyecek bir gelenek tarihe kaydedilmişti.

Kobanê halkı 26 Ocak sabahına büyük bir umut ile uyanmıştı. Sabahın erken saatlerinde Helince köyünden gelen haberle 134 günlük büyük direniş, yerini zafer coşkusuna bırakmıştı. Yılgın ve yenik DAİŞ çeteleri şehirden çıkıyorlardı. Kobanê'de yenilen sadece DAİŞ değil, onun hamisi AKP ve Erdoğan'dır aynı zamanda. Kobanê'nin zaferi Rojava devriminin değil yalnız, tüm dünya ezilen halklarının zaferidir.

DAİŞ'in en son Baxoz'da nihai yenilgisi ile birlikte, tarihin bir sayfası kapanırken, bugün işgalci sömürgeci Türk devleti, DAİŞ'le gerçekleştiremediğini kendi ordusu eliyle gerçekleştirmek üzere yeni işgal saldırılarına girişmiş durumda. Efrin'le başlayan işgal, Gire Spi ve Serekaniye işgalleri ile sürdürülüyor. Tüm Rojava-Kuzey Suriye'yi tehdit eden işgalci sömürgecilik özel olarak Kobanê'yi işgal etmek için elinden gelen her şeyi de yapmaya çalışacaktır. Bir kere Kobanê'yi DAİŞ karanlığına nasıl teslim etmediysek, aynı irade, kararlılık ve fedai bilinçle yine savunacağız. Kobanê'yi özgürleştirdiğimiz gibi Efrin'i, Gire Spi'yi, Serekaniye'yi de özgürleştireceğiz.