27 Eylül 2024 Cuma

'Halkların dayanışması kayyumla engellenemez'

HDK, Pazarcık'taki deprem koordinasyon merkezine kayyum atanmasına tepki göstererek devletin halka karşı sorumlu olduğunu hatırlattı. Polis saldırısıyla engellenmeye çalışan basın açıklaması tüm engellemelere rağmen yapıldı, depremle ortaya çıkan halk dayanışması ve örgütlülüğüyle faşizmi yıkma çağrısında bulunuldu.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Maraş merkezli depremler sonrası Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve gönüllülerin Pazarcık'ta kurduğu Deprem Koordinasyon Merkezi'ne kaymakamlık tarafından kayyum atanması ve yardım malzemelerine el konulmasına tepki göstermek amacıyla Beyoğlu'nda bulunan genel merkezinde basın açıklaması düzenledi. HDK Genel Merkez binası önünde yapılmak istenen açıklama polis tarafından engellenmeye çalışıldı. Valiliğin yasaklama kararı vermesini talep ettiklerini ve beklediklerini söyleyen polis, basın açıklamasına gelenleri durdurmaya çalıştı.

HDK Eş Sözcüleri Esengül Demir ve Cengiz Çiçek başta olmak üzere HDK bileşeni çok sayıda siyasi parti, demokratik kitle örgütü temsilcisi, polis engellemesini tanımayarak "Halkların dayanışması kayyumla engellenemez" pankartını açtı ve eylemi başlattı.

DEMİR: SICAK EVLERİNDE OTURANLAR DAYANIŞMAYA KARŞI ZORU KULLANIYOR
Esengül Demir, depremzedelerle dayanışmayı sürdürmeleri gerekirken böyle bir basın açıklaması yapmak zorunda kalmaktan ötürü hicap duyduklarını söyleyerek sözlerine başladı. Depremin üzerinden 10 gün geçtiğini hatırlatan Demir, "10 gün boyunca kış uykusuna yatmış olan devlet 10'uncu günün sonunda kurulmuş olan dayanışma merkezlerini dağıtıp buralara kayyum atadı" dedi.

Pazarcık'ta HDK, HDP, devrimciler ve halk tarafından oluşturulan koordinasyona kayyum atanmasının yanı sıra, Osmaniye'de 10 TKP'linin gözaltına alındığını, Şahkulu derneğinde yardım tırına silahlı saldırı düzenlendiğini hatırlatan Demir, dayanışmanın engellenmesi için böyle bir konspetin devreye sokulduğunu kaydetti.

"Sıcak evlerinde oturanlar halkın dayanışmasına, yan yana gelmesine karşı devletin zorunu kullanıyor" diyen Demir, HDP belediyelerine kayyum atandığında toplumun sessiz kaldığını kaydederek, o zaman yeterli tepki gösterilseydi bugün devletin buna cesaret edemeyeceğini vurguladı. Devlet Bahçeli'nin yardımları hedef alan, devlete şirk koşulmayacağı yönündeki sözlerini hatırlatan Demir, "Devlet vatandaşın yarasını sarmakla sorumlu, devlet vatandaşın kuludur. Devlet vatandaşın kölesidir, vatandaşa hizmet etmek zorundadır" ifadelerini kullandı.

POLİS SALDIRARAK ABLUKAYA ALDI
Bu esnada basın açıklamasını tekrar engellemeye çalışan polis, Demir'in sözünü keserek kitlenin önünü geçti. Polis engellemesini tanımayan kitle, "Bize burada engel olacağınıza depremdekilere yardım etseydiniz. 10 gün bekledi insanlar. Biz burada yasal hakkımızı kullanıyoruz. Katil devlet hesap verecek" ifadeleriyle duruma tepki gösterdi.

Polis amirleri, "Katil olanın kimler olduğunu devlet gayet iyi biliyor, yazıklar olsun hepinize" ifadeleriyle kitleyi ablukaya alma talimatı verdi. Kitle barikatlarla abluka altına alınırken, basın emekçileri de darp edilerek ve hakaretlerle uzaklaştırıldı. Uzun süre ablukada bekletilen kitle "Direne direne kazanacağız" sloganıyla duruma tepki gösterdi.

Daha sonra basın açıklamasına içeride devam edildi. Burada HDK bileşenleri ve açıklamaya katılan diğer siyasi parti, demokratik kitle örgütü temsilcileri söz aldı.

OTLU: TEK GÖREVİMİZ, AKP-MHP FAŞİZMİNİ YIKMAK
Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Sözcüsü Çiçek Otlu, tüm halka baş sağlığı dileyerek sözlerine başladı. On binlerce insanın devlet tarafından katledildiğini söyleyen Otlu, deprem sonrasında yardıma koşanların ise devrimciler ve sosyalistler olduğunu dile getirdi. "Bir kere daha devlet gerçeğini gördük, devlet dediğimiz şey katliamcı bir devlet" diyen Otlu, devletin ne insana ne doğaya hiçbir şekilde değer vermediğini vurguladı. Enkaz altında kalan bu devletin kesinlikle yıkılması gerektiğinin altını çizen Otlu, şöyle devam etti: Devletin ordusu ve polisinin sadece devrimcilere, Kürt ulusal hareketine geldiğinde görev başında olduğunu görüyoruz. Herhangi bir basın açıklamasına dahi izin vermediklerini bugün bir kere daha gördük. Halklarımız şunu bilsin: Asla bu katilleri unutmayacağız, affetmeyeceğiz. Tek bir görevimiz var, on binlerce insanımıza boynumuzun borcudur: AKP-MHP faşizmini yıkacağız."

GÖREN: DEVLETİN NEREDE OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) İstanbul İl Eşbaşkanı Roni Gören, "Günlerdir sosyal medyada ve çeşitli mecralarda soruluyor devlet nerede diye, devletin nerede olduğu ortaya çıktı" dedi. Devletin Pazarcık'ta kayyum atayarak, deprem gönüllülerini gözaltına alarak, depremin gerçek sorumlularına ilişkin basın açıklamalarına saldırarak görevini ifa ettiğini kaydeden Gören, devletin halkın nezdinde bir kez daha teşhir olduğunu belirtti. Bu yaşananların asla unutulmaması gerektiğinin altını çizen Gören, siyasal iktidarın depremi fırsat bilerek seçimi ertelemeye çalıştığına dikkat çekti. 

"20 yıldır kan ve gözyaşı dışında yönetemeyen AKP iktidarının bir yıl daha bu ülkeyi yönetebilmesinin şansı yoktur. Emekçiler, işçiler ve halkların bir yıl değil, bir saat bile AKP iktidarına tahammül etmesi mümkün değildir" diyen Göreni bulundukları her alanda AKP iktidarını devirmek ve dayanışmayı sürdürmek için mücadeleyi sürdüreceklerinin altını çizdi.

ÇUBUK: DAYANIŞMAYLA ORTAYA ÇIKAN ÖRGÜTLÜLÜKLE MÜCADELEYE
Birleşik Devrimci Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Burcugül Çubuk, yaşanan depremin uzun süredir beklendiğini ve devletin, iktidarın ve sermaye sınıfının da bunun farkında olduğunu kaydetti. Depreme karşı önlem almamanın, deprem enkazından rant sağlamanın bilinçli bir tercih olduğunu söyleyen Çubuk, "Bu kadar gün yardım gitmemesinin nedeninin devletin acziyle değil yaptığı hesaplarla alakası var. Nerede kar varsa sermaye sınıfının, devletin, AKP-MHP faşizminin hesabı ona dairdir" dedi.

Kurulan dayanışma alanlarında halkın onurluca kendi ihtiyaçlarını karşılamasının sağlandığını belirten Çubuk, şöyle devam etti: "AKP-MHP faşizmi bugün bu nedenle bu dayanışma alanlarına saldırıyor. AKP-MHP faşizmi halkın tam karşısında konumlanıyor. Biz de mücadelemizi, bugün dayanışmayla ortaya çıkan örgütlülüğün kendisini, aslında devletin de doğru okuduğu ve kendisine karşı olduğunu anladığı, halk için, sınıf için, kadın için olduğunu anladığı bu dayanışmayı artık hükümeti istifa ettirmeye, mücadeleye yöneltmek lazım. Birleşik mücadelemizle bize ya ölümü ya sıtmayı seçtirmeye çalışanlara karşı yaşamı kazanmamız lazım."