27 Eylül 2024 Cuma

Fincancı Metin Lokumcu davasında konuştu: Gazlar ölüme neden olur

Metin Lokumcu'nun polisin attığı gaz bombası nedeniyle kalp krizi geçirerek yaşamını yitirmesine ilişkin davaya Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Olay tutanağında imzası bulunan polisler sorulan sorulara çelişkili cevaplar verirken, duruşmada TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı konuştu. Fincancı, Lokumcu'nun kalp krizi değil, kullanılan kimyasal gazların akciğerlere verdiği zarar nedeniyle yaşamını yitirmiş olabileceğini vurguladı.

Artvin Hopa'da dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan'ın mitingi öncesi düzenlenen eyleme polisin saldırısında kullanılan yoğun biber gazı sonucu emekli öğretmen Metin Lokumcu'nun ölümüne ilişkin davaya devam edildi. Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen yedinci duruşmaya Lokumcu Ailesi, avukatlarının yanı sıra HDP Milletvekili Ali Kenanoğlu da katıldı.

Duruşma olay tutanağında imzası bulunan polislerin tanık olarak dinlenmesiyle başladı. İfade veren polislerin bir bölümü olayın yaşandığı yerde görevli olmadıkları halde tutanakları imzaladıklarını söyleyerek yalan beyanda bulunduklarını itiraf etti.

Metin Lokumcu'nun polisler tarafından katledildiği gün Hopa'da TEM güvenlik büro amirliğinde görevli Erkan Ulusoy, mahkeme başkanının "Olayda geçen isimler teker teker yazılmış. Siz bu isimleri bilerek mi yazdınız? Nasıl tespit edildi" sorusuna, "Görüntü çözümlemeleri yapılarak olabilir" yanıtını verdi.

Avukat Özkan Yücel, çözümleme olduğunda tutanakta bunun yazıldığını ancak bu tutanakta "olay yeri tutanağı" yazıldığını söyleyerek, "Siz önünüze gelen her tutanağı imzalıyor musunuz" sorusunu yöneltti. Ulusoy, "Ben gördüğüm bildiğim kadar, benim bildiğim yerler için imzalarım" diye yanıt verdi.

GÖRMEDİĞİ TUTANAĞI İMZALAMIŞ(!)
Tutanak altında imzası olan İbrahim Derici ise sesleri uzaktan duyduğunu ancak bir şey görmediğini iddia etti. Avukat Meriç Eyüboğlu'nun "Görmediğiniz şeye mi imza attınız" sorusu üzerine Derici "Hayır" dedi.

Daha sonra araya giren mahkeme başkanı, "Bu salonda olay çıksa, ben tutanak tutsam 'Duruşmada hazır bulunan derim' çünkü kimseyi tanımıyorum. Siz tutanakta isim isim vermişsiniz, künye vermişsiniz. Nasıl oluyor bu? Tanıyor muydunuz kişileri?" diye sordu. Derici "Tanımıyorduk" yanıtını verdi.

"TUTANAK DOĞRU… NE YAZDIĞINI BİLMİYORUM"
O dönem Güvenlik Şube Müdürü olarak görev yapan Ali Haydar Kılıç da kendisinin olay günü Sarp Sınır Kapısında bulunduğunu ve olaya ilişkin tanıklığı olmadığını söyledi. Avukatlar ve mahkeme başkanının sorularını yanıtlayan Kılıç, "Tutanakta ne yazıyorsa doğrudur" dedi. Bunun üzerine avukat Özkan Yücel, "Doğrudur diyorsunuz ama tutanakta yazan olayları görmedim diyorsunuz. Tutanağı ne zaman imzaladınız? Size bunu kim getirdi?" diye sordu. Bunun üzerine Kılıç, "10 yıl önce olan şeyleri hatırlamıyorum" diye yanıt verdi. Avukatların sorularına yanıt vermeye devam eden Kılıç, birkaç sorunun ardından ise "Tutanakta ne yazıyor tam bilemiyorum" dedi.

Olay yerinde görevli olduğunu söyleyen polis Kemal Bayraktar'a mahkeme başkanı tutanağın nasıl tutulduğunu sordu. Bayraktar, "Hatırlamıyorum. Ancak hepimizin bilgisine başvurularak hazırlandı. Tutanağa o dönem hakimdim. Gönül rahatlığıyla imza attım" dedi. Mahkeme başkanı tutanakta adı geçen Hopalıları sordu. Bayraktar "Hopa küçük yer. Bu isimlerin bazılarını tanıyordum" dedi. Lokumcu'yu hatırladığını söyleyen Bayraktar, "Öfkeli hareketleri vardı. Arkasındaki kitleye liderlik yapmaya çalışıyordu. Hareketleriyle, sözleriyle önderlik ettiği belliydi. 'Biri öldü, emekli' dendiğinde o olabileceğini düşündüm. Hastane önüne gittiğimde ismini öğrendim" dedi.

Av. Meriç Eyüboğlu Bayraktar'a "Orada basın açıklaması yapılacağı biliniyor muydu?" diye sordu. Bilgileri olduğunu söyleyen Bayraktar, "Bir hafta kadar öncesinde tedbir için plan yapıldı. İzin vermesek de bu açıklamayı yapacaklardır diye hazırlık yaptık" dedi. Bayraktar soru üzerine planın dışarıdan gelen takviyelerle, mülki amirlerin de katılımıyla yapıldığını söyledi, "Vali ve il emniyet müdürü yetkilidir. Diğer illerden gelen amirler de vardır" bilgisini paylaştı.

'GAZ TÜFEĞİNİ ATEŞLEYEN MÜDÜR YARDIMCISIYDI'
Avukat Eyüboğlu'nun "Sizin görev noktanızda sivil giyimli bir kişi gaz tüfeğini alıp ateşliyor. Orada mıydınız" sorusuna Bayraktar, "Trabzon veya Erzurum çevik amiriydi sanırım. İsmini hatırlamıyorum ama şahsı hatırlıyorum. Müdür yardımcısı olduğunu biliyorum" yanıtını verdi.

Eyüboğlu'nun "Kendisi Başbakan koruma müdürü" demesi üzerine Bayraktar, "Olabilir. Kendisi toplantılara da katılıyordu" dedi.

Daha sonra ifade veren dönemin Hopa Terör ve Güvenlik Büro Amiri İbrahim Atakul, "Hopa meydanında toplanan bir grup vardı. Burada eylem başlayınca kaymakam, vali ve emniyet müdürü tarafından uygun görülmedi" dedi. Atakul ifadesinde Lokumcu'nun birisine vurduğunu görmediğini de anlattı.

FİNCANCI UZMAN OLARAK DİNLENDİ
İfadelerin ardından Av. Meriç Eyüboğlu, 2011'de bilimsel mütalaa alınması için Türk Tabipleri Birliğine başvurulduğunu ve hazırlanan raporun dosyaya sunulduğunu aktardı. Raporda imzası olan TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın uzman olarak gazla ölüm arasındaki ilişkiyi anlatmak üzere dinlenmesini talep etti. Mahkeme heyeti talebi kabul ederek duruşmaya ara verdi.

Aranın ardından TTB Başkanı Fincancı, ölümle kullanılan gaz arasındaki illiyet bağını araştırmak üzere görevlendirildiklerini hatırlattı, "Görüntülerde Metin Lokumcu'nun elinde limon var. Elinde limon olması bilinen algıyla gaza maruz kaldığını gösteriyor. Yine görüntülerde gaz bulutlarının içinde görünüyor. İki tür gaz kullanılmış. Biri sıvı şeklinde, tüpün içinde taşınan. Biri de tüfekle atılan CS denen, biber gazı diye bilinen gaz" dedi.

Lokumcu'nun otopsi raporuna değinen Fincancı, "Raporda akciğerde kanamalı alanları takip ediyorlar. Yine damarlarda birtakım değişiklikler var. Damarlarda tıkanıklık yok. Kireçlenme alanları var ancak bu kan dolaşımını bozan bir etkiye sahip değil. Kalp krizinden söz ediliyor. Bir beyaz alan tarif edilmiş. Bu bir kalp krizini mi gösteriyor yoksa başka bir şeyi mi? Öyle olsa bu alanda bir çatlama olurdu. Bunu bir yanlış tanı olarak değerlendirmek mümkün" dedi.

'O DÖNEM YAPILABİLİR BAZI OTOPSİ YÖNTEMLERİ KULLANILMAMIŞ'
Otopsi sırasında kullanılan yöntemleri anlatan Fincancı, Lokumcu'nun otopsisinde o dönem yapılabilir bazı uygulamaların yapılmadığına dikkat çekerek "Kimyasal gaz kalbi besleyen damarların daralmasına yol açabilir. Yine bu gazların birlikte kullanımında solunum yollarını daraltmada etkisi oluyor. Akciğerde sıvı birikimine yol açabilir. Özellikle sağ akciğerinde iki katından fazla ağırlık arttığını görebiliyoruz. Olayda gaz kullanımıyla akciğerde sıvı birikimini ve olayın etkisiyle de tansiyonun yükselmesiyle böyle bir sonuç olması mümkün" sözleriyle Metin Lokumcu'nun kullanılan gazlardan yaşamını yitirdiğini aktardı.

'GAZLAR ÖLÜME NEDEN OLUR'
Kimyasal gazların kalp krizini tetikleyebileceği, kalbi besleyen damarlarda daralmaya yol açabileceği bilgisini paylaşan Fincancı, asıl ölüm sebebinin kalp krizi değil, akciğerde oluşan daralma olabileceğine işaret etti. Fincancı, "Hastaneye yatış sırasında da göğüste bir sıkışmadan söz ediyor. Bu da ölümle sonuçlanabilir. Gazlar ölüme neden olur diyebiliyoruz" dedi.

Fincancı, Dünya Tabipleri Birliği'nin bir kararını da hatırlatarak, "Asla bu gazların kullanılmaması gerektiğini söylüyor. Bu tür gazların kullanılmasının yasaklandığına dair uluslararası sözleşmeler var. Son yıllardaki çalışmalar, bu tür gazların kullanılmasının ölümle sonuçlandığına dair veriler var" diye ekledi.

Mahkeme heyeti duruşmaya yarına sabah saat 10.00'a kadar ara verdi.