27 Eylül 2024 Cuma

Filistin devriminin El-Hekim'i George Habaş

26 Ocak 2008'de ölümsüzleşen, FHKC Kurucusu ve enternasyonalist önder El-Hekim* yoldaş, Filistin halkının ve dünya devrimcilerinin mücadelesinde yaşamaya devam edecektir.

George Habaş 1925'te Filistin'in El-Lidda şehrinde, orta sınıf Hristiyan Ortodoks bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gözlerini açar. O yıllarda Filistin, İngiliz sömürgesidir.  Ve sömürgeci İngiliz yönetimi günümüz Siyonist İsrail devletinin temelini atacak olan, yerleşimciler projesini Filistin halkını baskı altında tutmak için sürekli gündemde tutmaktadır. George Habaş ilk, orta ve lise çağlarında İngiliz sömürgeciliğine ve Siyonist dayatmalara karşı patlak veren Filistin devriminin birebir tanığıdır. Devrim, çocuk yaşta etkisi altına almıştır Habaş'ı.

Habaş bu yılları şöyle anlatır: "1936-1939 yılları arasındaki Büyük İsyan esnasında ilkokul öğrencisiydim ve Filistinli milliyetçiler tarafından organize edilen grevler ve Britanya karşıtı gösteriler ve bu gösterilerde atılan 'Kahrolsun Sömürgecilik' ve 'Kahrolsun Balfour Deklarasyonu!' gibi sloganlar hafızamdaki tazeliğini hala korumakta."

Liseden mezun olduktan sonra Yafa'ya döner ve iki yıl öğretmenlik yapar. Daha sonra 1944 yılında Beyrut'ta Amerikan Üniversitesinde Tıp öğrenimine başlar. George Habaş Tıp öğrencisiyken, 1948'de Filistinlilerin El-Nakba diye adlandırdıkları 'Büyük Felaket' gerçekleşir. Sömürgeci ve emperyalist devletlerin kontrolü altındaki BM kararıyla, Filistin toprakları üzerinde siyonist İsrail devleti kurulur. Ardından da işgal ve tehcir gerçekleşir. El-Nakba'da Habaş'ın ailesi de dahil olmak üzere bir milyona yakın Filistinli topraklarından, sürülerek mülteci haline getirilir.

Çocukluğu ve gençliği Filistin devriminin etkisiyle şekillenen Habaş'ın, El-Nabka karşısında seyirci kalması imkansızdır. Arkadaşlarıyla birlikte, El-Nabka'ya karşı Arap Ulusal Hareketini kurar. Bu hareket yalnız Filistin'de değil, aynı zamanda Arap dünyasında özellikle gençler, öğrenciler, aydınlar arasında kısa sürede yaygınlaşır. Habaş, İsrail siyonizmine ve İngiliz sömürgeciliğine karşı geniş bir cephe kurmayı dönemin en önemli görevi olarak görür ve bu nedenle antisömürgeci, antisiyonist karakterli örgütlerin bir araya gelmesi için çok yoğun çaba sarf eder. Ve çabası sonuç verir.

George Habaş'taki cephe fikri artık bir fikir olmaktan çıkmış ve örgüte dönüşmüştür. Kurulan cephe; işgal altındaki Arap topraklarını özgürleştirmeyi hedefleyen ve silahlı mücadeleye dayanan ilk Arap ulusal hareketi olarak tarihe geçer.

Üniversite sonrası Habaş, hem Arap Ulusal Hareketi liderliğini sürdürür hem de Ürdün'de sürgündeki Filistin'lilere sağlık hizmet veren kliniklerde hekimlik yapar. (O artık Filistin davasının El-Hekim'idir). El-Hekim hareketin Filistin kolu olarak örgütlenen İntikam Gençliği adlı örgüt içinde etkin bir rol oynar. Eylül 1964'de Arap Ulusal Hareketi (MAH) içinde Nasırcılık'ta simgeleşen ve Arap sosyalizmi adlandırılan BAAS çizgisine ve Pan-Arap siyasete karşı; Filistin'in somut, toplumsal maddi koşullarını ve özgünlüklerini dikkate alan ve aynı zamanda Arap gericiliğiyle uzlaşmayan sosyalizm çizgisinin temsilcisi olur. Bu çizgisiyle El-Hekim, Nasır'dan uzaklaşarak, kurtuluş için silahlı mücadele programını savunan sol kanat hareketi içinde yerini alır. 

1967 yılında, altı gün savaşı da denilen, İsrail'in Mısır, Suriye ve Ürdün'le girdiği savaştan ezici bir üstünlükle çıkmasının sonuçları, Filistin Özgürlük Mücadelesi için ağır olur. Bu ağır yenilginin ardından gerici bölge devletleri İsrail siyonizmine karşı Filistin'i yalnız bırakmakla kalmayıp, Ürdün örneğinde olduğu gibi, resmi kolluk kuvvetlerince bizzat örgütlenmiş katliamlarla Filistin'li örgütler Lübnan'a göçe zorlanır.

1967 Arap-İsrail Savaşı'ndaki yenilginin ardından El-Hekim ve yoldaşları Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'ni kurar.

Filistinli örgütleri üç başlıkta toplamak mümkündür. İlki mücadelenin öncülü, burjuva yapısı ve en kritik süreçlerde aldığı kararlarla siyonist İsrail devletinin meşrulaşmasına yol açan, son zamanlarda ise karıştığı yolsuzluk olaylarıyla adını duyuran ölümüne dek liderliğini Yaser Arafat'ın yaptığı El-Fetih ve benzeri örgütlerdir. İkincisi ise kökleri Mısırlı Müslüman Kardeşler örgütüne dayanan politik İslamcı örgütler. Ve sonuncu olarak da sol hareketler.

Şüphesiz Filistin Halk Kurtuluş Cephesi gerek mücadele tarihi gerekse de mücadelesini yoksul emekçi halka dayandırmakla Filistin sol örgütleri içerisinde önemli ve ayrı bir yere sahip olur. El-Hekim, İsrail'le sorunların diplomatik yollarla çözümünün mümkün olmadığını, siyonist İsrail'in ancak Filistin halkının örgütlü gücü ve silahlı mücadelesiyle dize getirilebileceğinin; bunun dışında izlenecek her yolun hareketi teslimiyete götüreceği tehlikesine yaşamı boyunca dikkat çeker. 

EL HEKİMİN ESERİ, DÜNYA DEVRİMCİLERİNİN ONURU : FHKC
FHKC, 69 Şubat'ında gerçekleştirdiği ilk kongresiyle 'Filistin Kuruluşu Stratejisi' adlı belgeyi karar altına alır. Filistinliler'in düşmanlarını tanıdıklarını söyleyen bu belge, bu tespitten sonra politik mücadelenin ihtiyaçlarına yanıtlar arar.

Bu kapsamda dört temel düşman belirginleştirilir.

Bunlardan birincisi politik ve askeri bir güç olarak İsrail'dir. İsrail, Filistin halkının topraklarını, özgürlüklerini ve haklarını yeniden kazanılmasını engellemek isteyen politik, askeri ve ekonomik birincil düşman olarak tanımlanır.

İkinci düşman Dünya Siyonist Hareketidir. İsrail'i dünya Siyonist hareketinin ayrılmaz bir parçası, hareketin Ortadoğu'daki kolu olarak gören FHKC, İsrail'le savaşın yalnızca İsrail'le değil alt yapısı dünya Siyonist hareketinin gücüyle oluşturulan bir İsrail'le olduğunu belirtmektedir.
 
FHKC, üçüncü düşman olarak dünya emperyalizmini göstermektedir. İsrail, dünya emperyalizminin Ortadoğu'daki müttefiki olmakla, emperyalizmin varlığını ve çıkarlarını Filistin topraklarında koruyan temel güçtür.

Dördüncü düşman feodalizm ve kapitalizmle temsil edilen Arap gericiliği olarak belirtilmiştir. 
FHKC, 1948, 1956 ve 1967 savaşlarındaki yenilginin ardından, halk kurtuluş savaşı formülünü önermektedir. Bundan hareketle halk savaşının temel özellikleri; devrimci teoriye dayalı sağlam örgütlenmiş bir parti, işçi ve köylülerin önderliğinde devrim, geniş, kararlı birleşik ulusal cephe, halk kurtuluş savaşı ve uzun süreli direniş olarak belirlenmiştir.

NEHİRDEN DENİZE ÖZGÜR FİLİSTİN'İN SAVAŞÇISI
1967 Arap-İsrail savaşının Arap devletleri açısından ağır bir yenilgiyle sonuçlanması, Filistinli kurtuluş örgütlerinin tek kurtuluş yolu olarak Filistin halkıyla birleşmek gerekliliğini öne çıkarmıştır. George Habaş'ın mülteci kamplarında çok sevilmesinin sebebi de FHKC'nin kendine ilke edindiği bu politikadır.

1967 savaşından sonra hazırlanan ve İsrail'in tanınmasını öngören Birleşmiş Milletler kararına karşı FHKC, Arap Kurtuluş Cephesi ile birlikte 1974 yılında Red Cephesi'ni kurdu.

Ardından FHKC, Lübnan savaşında, 80 gün boyunca Beyrut'un düşmemesi için çarpıştı. Bu savaştaki direnişi sayesinde üye sayısını iki katına çıkardı ve 1. İntifadadaki oynadığı etkin rol kendisine büyük prestij sağladı. Özellikle birinci intifada, FHKC'nin suskunluğunu bozan ve atılım yapmasını sağlayan bir süreçtir. FHKC'de 'İntifada mücadelemizin eksenidir' görüşü benimsenmiştir.

Kara Eylül olaylarında katliamlara karşı savaşta yine en önde Halk Cephesi vardır. FHKC, İsrail devletinin meşruluğunu öngören Oslo anlaşmasını asla kabul etmez. Oslo anlaşması 'Filistin burjuvazisi ile işgalci İsrail arasında neredeyse ticari bir anlaşma' olarak tanımlanır. FHKC 6. Kongresinde Oslo'yu tanımadığını deklare etti. Geri dönüş hakkını savunmak için her yerde El-Awda komiteleri, kampanyalar düzenledi.

FHKC, İsrail'e karşı devrimci bir çizgi benimsemekten uzaklaştığı için 1974 yılında terk ettiği FKÖ'ye 1987 yılında geri döner. Bu iki sebepten ötürüdür. İlki mücadelenin coğrafyasının değişerek Filistin'e kayması ve bunun da silahlı mücadele yürüten örgütlerin birlikteliğini dayatması, ikinci olarak ise yükselen politik İslamcılığa karşı devrimci Filistin'in devamlılığını sağlamak. Yine de Halk Cephesi, İslami örgütlere karşı toptancı bir ret içerisinde olmadı, siyonizme karşı samimiyetle çarpışan örgütlerle karşı karşıya gelecek bir pozisyon içerisine girilmedi.

1967'den 2000 yılına kadar, aralıksız FHKC Genel Sekreteri olarak harekete öncülük eden El-Hekim, 2000 Yılında gerçekleşen FHKC 6. Kongresinde kendi isteğiyle Genel Sekreterlikten ayrılır. El-Hekim, bu kararıyla da farklılığını ortaya koyar. FHKC 6. Kongresinde yaptığı konuşmada; "Yoldaşlar, militanca yaşanan on yıllardan ve yaşadığım zengin deneyimlerden elde ettiklerim bana bahşedilmiş bir şey değildir, bu deneyimlerin içeriğini ve derslerini tüm başarı ve hataları ile birlikte gözden geçirmek sizin ve gelecek nesillerin hakkıdır" diyerek Genel Sekreterlik görevine aday olmaz. Genel Sekreterlik için yoldaşı Ebu Ali Mustafa'nın önünü açar.

26 Ocak 2008'de ölümsüzleşen, FHKC Kurucusu ve enternasyonalist önder El-Hekim yoldaş, Filistin halkının ve dünya devrimcilerinin mücadelesinde yaşamaya devam edecektir. 

FHKC'nin dediği gibi;

Nehirden Denize, Filistin Özgür Olacak

*Arapça'da hem doktor hem de bilge anlamına gelmektedir.