27 Eylül 2024 Cuma

ESP Kürdistan: Yıkımı devlet katliama dönüştürdü

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Kürdistan, 6 Şubat günü Maraş merkezli iki büyük depremde onbinlerce insanın yaşamını yitirdiğini, onbinlercesinin yaralandığını hatırlatarak, binlerce insanın hala cansız bedeninin göçük altında olduğunu hatırlattı.

Depremden sonraki bir haftanın bilançosu ve ortaya çıkan olguların, halk ile devlet arasındaki uçurumu berrak bir şekilde gösterdiği kaydedilen açıklamada, "Devlete bağlı arama kurtarma (AFAD) ekipleri, kurtarılabilecek halde olmasına karşın enkaz altında binlerce insanı ölüme terk etmiştir" denildi.

Enkaz altındakilerin kurtarılması çalışmalarına halkın, gönüllülerin katılmasının engellendiğine ilişkin görüntü ve tanıklıkların hatırlatıldığı açıklamada, "Bu, düpedüz devlet katliamıdır. Bir bölümü zaten tam sivil faşist çete görüntüsüne sahip AFAD ekipleri, devletin kadrolu çete yatağına dönüşmüştür. Yardım malzemelerini halka ulaştırmayan devlet, birçok yerde ulaştıranları da engelleyerek malzemelere el koymuştur. Halkın dayanışmasıyla toplanan yardımlar, yine birçok yerde polis ve jandarma tarafından el konularak vakıflara, cemaatlere, tarikatlara aktarılmıştır. Halkın öz çabalarıyla Kürt ve Alevi köylerine götürülen yardımlar ise tam bir ayrımcı yaklaşımla engellenmiştir" diye belirtildi.

'ÖFKE MÜLTECİLERE YÖNELTİLEREK DEVLET AKLANMAYA ÇALIŞILIYOR'
Irkçı propaganda körüklenerek yoksul mültecilerin 'yağmacı' olarak yaftalandığı, mültecilere ve 'yağmacı' denilerek halka yönelik polis işkencesi yapıldığı, Antakya'da bir kişinin işkencede katledildiği hatırlatılan açıklamada, "Halkın öfkesini yanlış hedeflere yöneltmeye dönük planlı linç saldırıları örgütlenmiş, bunun sonucunda 3 kişi yaşamını yitirmiştir. Bütün bu yıkımın sorumluluğu müteahhitlere yüklenerek, yapı denetimden asıl sorumlu olan devlet aklanmaya çalışılmıştır. Bilim insanlarının aylar öncesinden yaptığı uyarılar görmezden gelinmiş, göz göre göre gelen facia, hiçbir önlem alınmadığı için bir katliama dönüşmüştür. Devlet, enkaz altındaki insanları ölüme, enkaz başında yakınlarının akıbetini bekleyen ya da bir biçimde hayatta kalan insanlarımızı da açlığa, susuzluğa, soğuğa, yalnızlığa mahkum etmiştir" denildi.

'AFET BÖLGESİ DEĞİL OHAL İLAN EDİLDİ'
İlk iki gün ortada görünmeyen devletin, halkın öfkesi yükselince "güvenlik" bahanesiyle ortaya çıktığını vurgulayan ESP Kürdistan, "Böylesine büyük bir yıkımın ardından depremin dolaysız etkilediği 10 kent afet bölgesi ilan edilmesi gerekirken, tipik faşist devlet refleksiyle OHAL ilan edilmiştir" diye kaydedildi.

'DOĞAL YIKIM FAŞİST DEVLETİN POLİTİKALARIYLA KATLİAMA VARDI'
Sömürgeci kapitalizme karşı tek yol devrim vurgusu yapılan ESP Kürdistan açıklamasında son olarak şu ifadelere yer verildi: "Depremin yarattığı doğal yıkım, sömürgeci faşist devletin bu bir haftada yürüttüğü politikalarla katlanarak katliam boyutuna varmıştır. Faşist burjuva devlet aygıtının; ezilenler, emekçi yoksul halklarımız bakımından gerçekte sadece bir yük ve kambur olmakla kalmayıp, aynı zamanda baskı ve zulüm mekanizması olduğu bir kez daha çıplak biçimde açığa çıkmıştır. Söz konusu yıkım ne 'kader planı'nın bir parçası, ne tek başına müteahhit aymazlığıdır. Bu yıkım kapitalizmin ve burjuva devlet aygıtının eseridir. Ezilen yoksul halklarımızın tek seçeceği, bu sömürgeci faşist rejimi yerle bir etmektir."