27 Eylül 2024 Cuma

ESP: Acil görev emekçi halkımızla dayanışmak

Deprem gibi bir doğa olayının sonuçlarını toplum yaşamı için felakete çeverin şeyin doğa değil kapitalizm ve bu düzeni koruyan siyasal iktidar olduğunun altını çizen ESP Genel Merkezi, "Şimdi acil görev deprem bölgesindeki yoksul, emekçi halkımızla dayanışmaktır. Yıkım bölgelerine ulaşmak, enkaz kaldırma çalışmalarında yer almak, yardım toplama-dağıtma görevleri üstlenmek başta gelmek üzere, bulunduğumuz her mahallede, her kentte acil yardım malzemeleri temin etmek ve bölgeye ulaştırmak" çağrısı yaptı.

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Merkezi, Pazarcık merkezli yaşanan ve can kayıplarıyla sonuçlanan Antep, Urfa, Hatay, Adana, Malatya, Osmaniye, Amed, Kilis ve Batman depremlerine ilişkin açıklama yaptı. Binlerce binanın hasar aldığını, onbinlerce yoksul insanın barınma sorunuyla karşı karşıya kaldığı kaydedilen açıklamada, "Deprem, Rojava'nın kimi yerleşim alanlarında ve Suriye kentlerinde de can kayıplarına ve hasara yol açtı. Yaşanan yıkım nedeniyle hayatını kaybeden Kürt, Türk ve Arap uluslarından halkımıza başsağlığı, yaralılara acil şifalar ve tüm mağdur halkımıza da geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz" denildi.

'ÖLDÜREN DEPREM DEĞİL SERMAYE SINIFI VE SİYASAL İKTİDAR'
Deprem gibi bir doğa olayının sonuçlarını toplum yaşamı için felakete çeviren, insan, çevre ve canlı yaşamı için katlanılmaz acı ve zorluklara sebebiyet veren şeyin doğa değil, kapitalizm ve bu düzeni koruyan siyasal iktidar biçimi olduğunun altı çizilen açıklama şöyle devam etti: "Bu gerçek, daha öncekilerde olduğu gibi bugün yaşadığımız bu acı tabloda da kendisini yalın şekilde gösterdi. Aşırı kar uğruna yaşam alanlarını ranta çeviren, altyapıdan, güvenli yaşam gereklerinden, sağlıklı barınma ilkelerinden değil, yalnızca kar ve türlü çıkarlar uğruna uygulanan kentleşme politikaları, başta deprem olmak üzere bugün için engellenemez doğa olaylarının sonuçlarını çok daha yıkıcı hale getiriyor. Çoğu durumda öldüren deprem değil, kendi çarklarını döndüren, insan
yaşamını bu uğurda hiçe sayan sermaye sınıfı ve siyasal iktidar oluyor.

'SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMININ PEŞİNE DÜŞTÜLER'
İnsan ve doğayı değil, sömürüyü ve karı merkez alan bu zalim düzen, binlerce insanımızın canına ve malına böylece kastediyor. Deprem bölgesindeki halka, enkaz altındaki insanımıza vakit kaybetmeden yardım ulaştırmak, devlet olanaklarını seferber etmek ve daha ilk andan itibaren yıkım yaşayan tüm alanları afet bölgesi ilan etmek yerine sosyal medyada paylaşım yapanları 'provokatör' ilan ederek peşine düşmek de işte bu gerçeğin bir başka siyasal yansımasıdır. Binlerce insanımız enkaz altındayken ve on binlercesi acil yardım talep ederken iç savaş bakanı ve ona bağlı olan polis örgütlenmesinin ilk işinin bu olması, afet bölgesi ilanı yerine OHAL ilanı, öldürenin yalnızca deprem değil, aynı zamanda siyasal iktidar olduğu gerçeğini teyit etmektedir.

'BİR AN ÖNCE AFET BÖLGESİ İLAN EDİLMELİDİR'
Depremin yıkıcı sonuçlar yarattığı alanlar bir an önce afet bölgesi ilan edilmelidir. Bu bölgedeki tüm emekçilerin devlete olan borçları iptal edilmeli, olağan toplumsal yaşama dönülene kadar yoksul halktan ve deprem mağdurlarından vergi alınmamalıdır. Evsiz kalan tüm emekçilere süresiz kira yardımı sağlanmalı, bölge sınırları içinde yapımı tamamlanmış boş TOKİ konutları deprem mağdurlarına ücretsiz olarak tahsis edilmeli, bu bölgedeki emekçilerin barınma, sağlık, eğitim, ulaşım ve gıda giderleri devlet tarafından karşılanmalıdır. Deprem bölgesi dışında kalan halkın afet bölgesine yardımları engellenmemeli, valiler halkın dayanışmasına dönük yasaklamalara girişmemelidir.

'ŞİMDİ ACİL GÖREV EMEKÇİ HALKIMIZLA DAYANIŞMAK'
Ezilenlerin Sosyalist Partisi olarak, başta tüm üye ve taraftarlarımız olmak üzere, devrimci-demokratik kurumlara ve halkımıza çağrımızdır: Şimdi acil görev deprem bölgesindeki yoksul, emekçi halkımızla dayanışmaktır. Yıkım bölgelerine ulaşmak, enkaz kaldırma çalışmalarında yer almak, yardım toplama-dağıtma görevleri üstlenmek başta gelmek üzere, bulunduğumuz her mahallede, her kentte acil yardım malzemeleri temin etmek ve bölgeye ulaştırmak... Görevimiz budur. İnsanlık devletle değil, halkın dayanışmasıyla kazanacaktır."