27 Eylül 2024 Cuma

Erkan Baş: Türkiye derhal Suriye'den çıkmalıdır

Meclis'te düzenlediği basın toplantısında konuşan TİP Genel Başkanı Baş, "Türkiye'nin, kendisini bu bataklığa çeken politikalardan derhal vazgeçmesi ve TSK'nin derhal Suriye sınırları içindeki operasyonlardan geri çekilmesi gerekirken AKP, iktidarını korumak için 'buradan ne koparabilirim' diye bakıyor" dedi.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, Meclis'te basın toplantısı düzenledi.

Türkiye'nin dört bir yanında emekçilerin soğuk hava koşullarına rağmen haklarını aramaya devam ettiğini söyleyen Baş, Cargill işçilerini, Ataşehir Belediyesi işçilerini, Düzce Cam işçilerini, Üsküdar Belediyesi işçilerini, VİP Giyim'de sendikalaştıkları için işten çıkarılan işçileri ve Devlet Tiyatroları ile Devlet Opera ve Balesi'nde sözleşmeleri yenilenmeyerek işten çıkarılan 150 sanat emekçisini selamladı. "Emekçilerin haklı mücadelelerinde yanlarında olduğumuzu bir kez daha duyuruyoruz" diyen Baş, tüm kamuoyunu emekçilerin hak mücadelesine destek olmaya çağırdı.

'MİLLET YEMİYOR ÇÜNKÜ HER ŞEYİ SİZ YİYORSUNUZ'
Adem Yarıcı'nın 'çocuklarım aç, iş istiyorum' diyerek dört gün önce Hatay Valiliği önünde kendini yaktığını hatırlatan Baş, "Yarıcı'nın ailesi 'uzun süredir işsizdi' dedi. Türkiye'de işsizlik, açlık her geçen gün daha fazla insanın ölümüne yol açıyor. Umudunu yitiren insanlar, çare bulamayan insanlar hayatına son veriyor. En azından bundan sonra bu cinayetlerle karşılaşmamamız için yapılması gerek nedir? Bu kardeşlerimizin hayatları pahasına verdikleri mesajı, yükselttikleri sesi duymak ve önlemler almaktır. İnsanlarımızın hayatını idame ettirebileceği, en azından nefes alabilecekleri koşulların yaratılması gerekir" dedi.

Yandaş basının hayatına son veren Adem Yarıcı hakkında hemen 'psikolojik sorunları vardı' şeklinde haberler yaptığını söyleyen Baş, "Muhalif basını ve siyasetçileri suçlamaya başlıyor. İnsanların kendini yakmasını bir algı operasyonu olarak yansıtıyor. Bir anda artan bu psikolojik sorunların kaynağı nedir? Bu insanların niye psikolojisi bozuluyor? Bu insanların psikolojisini bozan toplumsal, ekonomik sorunların sorumlusu kimdir? Bunların konuşulması istenmiyor" diye kaydetti.

Ağrı Belediyesi'nin AKP'li Meclis Üyesi Selma Gökçen, 'çocuklarım aç' diyerek Hatay Valiliği önünde kendini yakan Adem Yarıcı için, 'Kimse açlıktan kendini yakmaz. Öyle olsaydı Nijerya, Çad, Zambiya, Haiti, Madagaskar, Yemen ve Sierra Leone gibi ülkelerde insan kalmazdı. Böyle ucuz siyasi manevraları millet yemez' deme yüzsüzlüğünde bulunduğunu ifade eden Baş, "Kurdukları sistemden elde ettikleri rant, yeni hayatları kendilerini halktan o düzeyde koparmış ki milletin yiyemediğini görmüyorlar. Milleti aç bıraktıklarını görmüyorlar. Millet yemiyor evet, çünkü her şeyi sadece siz yiyorsunuz. İnsanların boğazındakine göz koydunuz ve yemediği için, aç kaldığı için intihar ediyor. Kim şov için hayatına son verebilir? O düzeyde dünyaya Saray bahçesinden bakar hale gelmişler ki halkın yaşadığı acıları göremiyorlar" diye belirtti.

'EMEKÇİNİN CEBİNE KİM EL ATIYORSA O ELİ KIRARIZ'
Son günlerde yüzde 30'un altına düşmeyen zamlara dikkat çeken Baş, "Türkiye'de artık bir zam yok ki oranı yüzde 30'un, 40'ın altına düşsün. Tabi tek bir zam var o da işçilerin, emekçilerin maaşına yapılan zam. İşçileri yüzde 5-6 zama mahkum ediyorlar. Sadece doğalgaza son iki yılda yüzde 64 zam yapıldı. Elektriğe 2019 yılında yüzde 32 zam yapıldı. Hangi işçinin maaşına yüzde 32 zam yaptınız? Hangi işçi geride kalan iki yılda yüzde 64 zam aldı? Mesele işçilerin hayatlarını zindan etmeye gelince elindeki olanakları sonuna kadar kullanıyorlar. İstanbul'da ulaşıma yapılan yüzde 35 zam da bu tablonun bir parçası. Halkın en temel haklarına, hepimizin zorunlu olarak kullanmak zorunda olduğumuz elektrik, su, doğalgaz gibi ulaşım da bir kar kapısı değildir. Çeşitli gerekçeler ileri sürülerek halkın cebine göz dikmek kabul edebileceğimiz bir şey değil" dedi.

'ÖĞRENCİNİN HUZURUNU BOZAN YEMEK ZAMLARIDIR'
Üniversite yemekhanelerine de zamlar yapıldığına dikkat çeken Baş, "Zaten birçok zorlukla üniversiteye giren öğrencilerimiz, okuma olanaklarını zar zor elde etmişken bu zamlar arasında hayatlarını idame ettirmeye çalışıyorlar. Öğrenci Sendikası bir kampanya başlattı, 'Açlıkla Sınav Olmaz' diye. Görüyoruz. Gençlerimiz, ülkemizin geleceğini temsil eden öğrenciler, masalar kurup, kampüsleri sokakları dolaşıp imza topluyor. Kamuoyunun bu çabaya sahip çıkması gerektiğini düşünüyoruz. Öte taraftan yine sadece bu nedenle ülkenin en önemli üniversitelerinden birinde 7 öğrenciye dün okuldan uzaklaştırma cezası verildi. İstanbul Teknik Üniversitesi'nde yemek fiyatlarını ve özel kantinlerin fiyat uygulamalarını protesto eden öğrencilerden 7 kişiye kınama, 7 kişiye de uzaklaştırma cezası verildi. İTÜ rektörlüğünün öğrencilere verdiği cezanın gerekçesi ise 'eğitimi engellemek', 'huzuru bozmak'mış. Öğrencinin huzurunu bozanın bu yemek zamları olduğunu söylemek gerekiyor. Yapılması gereken üniversite yönetimlerinin bu kardeşlerimizi ödüllendirilmesidir" diye konuştu.

'MİLYONLARIN BU SAVAŞTAN NE ÇIKARI VAR?
İdlib'de yaşananlara değinen TİP GEnel Başkanı Baş, "10 yıl sonra Suriye tablosunda Türkiye, Suriye'de en büyük kaybeden aktöre dönüşmüş durumda. Rusya, ABD gibi ülkeler bölgede kendilerine alan açtı, inisiyatif aldı. Suriye hükümeti meşru hakkı olan topraklarını cihatçıların elinden geri alıyor. Türkiye ise her gün yeni cenazelerle karşılaşıyor. AKP cephesinden yandaş medya aracılığıyla şu cümleleri duyuyoruz: 'Esad hangi hakla İdlib'e giriyor?' Akıl alır gibi değil. Şam hükümeti şu an Suriye topraklarında uluslararası kabul gören tek güç. Dolayısıyla haklı olarak kendi topraklarını işgalci, gerici güçlere karşı savunuyor. Türkiye'nin, kendisini bu bataklığa çeken politikalardan derhal vazgeçmesi ve TSK'nin derhal Suriye sınırları içindeki operasyonlardan geri çekilmesi gerekirken AKP, iktidarını korumak için 'buradan ne koparabilirim' diye bakıyor. Milyonların bu savaştan ne çıkarı var? Kimse bilmiyor. Türkiye milyonlarca insan bu savaşı hem ekonomik, hem sosyal hem de siyasal boyutlarıyla acısını çekiyor ama iktidar buradan bir güçlenme stratejisi örmeye çalışıyor" dedi.

AKP'nin kendi aklınca, uyanıklık sandığı politikayla hem Rusya'yı hem ABD'yi kullanacağını sanarak, bu iki emperyal güç arasındaki çelişkilere oynayarak güçleneceğini sandığını ifade eden Baş, "Geldiğimiz noktada cihatçılara kalkan yapılan bir TSK, Şam'ı tehdit ederek Rusya'dan zaman kazanmaya çalışan bir AKP iktidarı var" diye kaydetti.

AKP/Saray iktidarının Suriye politikasının yıllar önce iflas ettiğini, şimdiki aşamada ise iflasın bedelini ödediklerini söyleyen Baş, "Suriye'den derhal çekilmeli ve Şam hükümetiyle doğrudan görüşmeleri başlatmak gerekir" diye belirtti.