29 Eylül 2024 Pazar

Eğitim Sen: Tekçi ve gerici eğitim politikaları kız çocuklarını toplumdan dışlıyor

11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü'ne ilişkin açıklama yapan Eğitim Sen, MEB'in tekçi, gerici, cinsiyetçi politikaları sonucu yüz binlerce kız çocuğunun eğitimden uzak kaldığına, bu politikalarla geleneksel kadınlık rollerinin pekiştirildiğine dikkat çekti.

Eğitim Sen, 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü'ne ilişkin bir açıklama yaparak, eğitim sistemindeki cinsiyet eşitsizliklerine dikkat çekti.

Dünya genelinde milyonlarca kız çocuğunun hala eğitim, sosyal ve yasal haklarına erişemediğine, erken yaşta evliliğe zorlandığına, çocuk işçiliğine, ev içi emek sömürüsüne, yoksulluğa, şiddete, istismara ve ayrımcılığa maruz kaldığına dikkat çekilen açıklamada, Türkiye'de siyasi iktidarın bu sorunları çözmek yerine ağırlaştıran politikalar izlediği dile getirildi.

Çocuk evliliklerinin önünü açan, şiddet ve istismar faillerini koruyan düzenlemelerle kız çocuklarını toplumsal hayattan ve eğitimden koparan politikaların meşrulaştırıldığı kaydedilen açıklamada, 2002-2021 yılları arasında 700 bini aşkın kız çocuğunun evlendirildiği ifade edildi.

"Tarihsel ve toplumsal değerlerin yarattığı cinsiyet eşitsizlikleri içinde yoksulluk, göç, mülteci statüsü, engellilik, ırk, renk, etnisite farklılıkları, coğrafi izolasyon, bölgesel dağılım, eğitimin ticarileşmesi ve dinselleştirilmesi, kadınlar ve kız çocukları için toplumun geri kalanından daha dezavantajlı bir durum yaratmaktadır. Söz konusu durumlar eğitime erişim, devam ve tamamlamada kadınlar ve kız çocukları aleyhine eşitsizliklere neden olmaktadır" ifadeleri kullanılan açıklamada, MEB verilerine göre toplam 1,5 milyonu aşkın kız çocuğunun eğitim sisteminin dışında bırakıldığı vurgulandı.

Kız çocuklarının eğitime erişmelerinin toplumsal alandaki konumlarının güçlendirilmesi ve cinsiyet eşitliği için kritik önem taşıdığı dile getirilen açıklamada, geleneksel kadınlık rollerini İslami kurallarla meşrulaştırmaya çalışan MEB'in aileyi kutsayan ve kadını yok sayan politikaların sürdürücüsü olduğu vurgulandı.

Eğitim müfredatının eleştirel düşünceyi engelleyerek sorgulamayan bireyler yetiştirmeyi hedeflediği dile getirilen açıklamada, müfredatla geleneksel cinsiyet rollerinin kız çocuklarına dayatıldığı belirtildi.

"Tekçi, gerici, cinsiyetçi müfredat ile ayrımcılık derinleşmekte, cinsel yönelim farklılıkları da yok sayılmaktadır. Karma eğitime yönelik müdahaleler, eğitimin dinselleşmesi ve çocukların geleneksel rol kalıpları ile yetiştirilmesine yönelik müfredatlar şiddetin ve cinsel istismarın önünü açmaktadır. Kız çocuklarının durumu ile ilgili derhal çözüm bekleyen ciddi sorunların var olduğu Türkiye'de, çözüme dair yaklaşımların sistematik, yapısal ve sürdürülebilir olması gerekmektedir" denilen açıklamada, çözüm önerileri şu şekilde sıralandı:

🔹İstanbul Sözleşmesi'nden geri çekilme iptal edilerek, sözleşme etkin biçimde uygulanmalıdır.
🔹Kız çocuklarının ilköğretimde okul terklerinin azaltılması için önlemler alınmalı, okullaşma oranları yükseltilmeli ve eğitim öğretim müfredatı, cinsiyet eşitliği perspektifi esas alınarak yeniden düzenlenmelidir.
🔹Risk altındaki kız çocuklarının belirlenmesi ve korunmaları için gereken erişim ve müdahale ilgili mekanizmalar tarafından derhal sağlanmalıdır. 
🔹Siyasi iktidar, Millî Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu aracılığıyla uluslararası sözleşmelere atılan imzaların gereğini yapmalı, toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi tüm kademelerde ve üniversitelerin tüm bölümlerinde ders olarak okutulmalıdır.
🔹Eğitimde toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini ortadan kaldırmak ve kadınların yönetim düzeylerinde yer almalarını sağlamak için cinsiyet eşitliği sağlayan mekanizmalar uygulanmalı, cinsiyet eşitliğinin esas alındığı bir çalışma yaşamı ve ortamı sağlanmalıdır.