18 Eylül 2024 Çarşamba

DKP/BÖG'den Ecevit Piroğlu'na 'açlık grevine ara verme' çağrısı

Sırbistan'da rehin tutulan enternasyonalist devrimci Ecevit Piroğlu ikinci kez sürdürdüğü açlık grevine ilişkin DKP/BÖG Merkez Komitesi açıklama yaparak, Piroğlu'na açlık grevine ara verme ve tedaviyi kabul etme çağrısında bulundu. Açıklamada, birleşik mücadele güçlerine de, Sırbistan'ın Piroğlu'nun özgür olduğunu ilan ettiği ve ülkeden ayrılmasını engellemekten vazgeçtiği ana kadar mücadeleyi sürdürme çağrısı yapıldı.

Devrimci Komünarlar Partisi/Birleşik Özgürlük Güçleri (DKP/BÖG) Merkez Komitesi, Sırbistan-Türkiye arası kirli pazarlık nedeniyle üç yıldır rehin tutulan ve ikinci açlık grevi direnişinin 135. gününde olan enternasyonalist devrimci Ecevit Piroğlu ve kamuoyuna çağrı yaptı.

'ÖLÜMSÜZLEŞME EŞİĞİNDE'
"Türkiye devriminin öncülerinden, değerli yoldaşımız, enternasyonalist devrimci Ecevit Piroğlu'nu zerre tereddüt etmeden kararlılıkla sürdürdüğü açlık grevi direnişinin 135. gününde saygıyla selamlıyoruz. Onu Sırbistan'da tutsaklığı ve direnişi boyunca yalnız bırakmayarak devrimci dayanışmanın büyük örneklerini sergileyen birleşik mücadele yoldaşlarımızı, Türkiye ve Kürdistan devrimcilerini ve enternasyonalist güçleri sınırları aşarak yürüttükleri bu mücadeleden dolayı kutluyoruz" denilen açıklamada, Piroğlu'nun 136 günlük ilk açlık grevi direnişinden sonra tedaviye erişiminin engellendiğini ve kısa bir süre sonra girdiği ikinci açlık grevi direnişinin sonuçlarının "ölümsüzleşme" eşiğinde olduğu kaydedildi.

'ERDOĞAN PİROĞLU'NUN ÖLÜMÜNÜ ZAFER OLARAK GÖRÜYOR'
Piroğlu'nun direnişi sürerken Türkiye'den Kürdistan'a, Rojava'dan Tunus'a, Yunanistan'dan Almanya'ya, Kanada'dan Belçika'ya, İngiltere'den İsviçre'ye, Kıbrıs'tan Fransa'ya, Bosna'dan Sırbistan'a dayanışmanın kesintisiz sürdüğü vurgulanan açıklamada şu ifadelere yerildi: "Türkiye ve Kürdistan halklarının özgürlük savaşçıları üzerinden yürütülen kirli pazarlığın ilk adımı Ecevit Piroğlu'nun Türkiye'ye iade edilmesiydi. Piroğlu'nun 136 gün süren açlık grevi direnişi ve bu direnişin devrimci demokrat güçlerce sahiplenilmesiyle hesapları boşa düşürüldü. Bu defa ikinci plan devreye koyuldu. İade edilemiyorsa yeniden uygun bir zamana kadar Piroğlu'nun polis-yargı kumpası ile hapishanede tutulması ve Sırbistan Hükümeti'nin Erdoğan adına gardiyanlığı görevi başladı. 12 Ocak'ta 'kumpas cezası' biten Piroğlu hapishaneden alınarak iade merkezine götürüldü. Hakkında verilen 'sınır dışı etme' kararıyla yeniden iadenin yasa dışı biçimleri denenmek istendi. Yani Erdoğan iktidarının kaçırma fırsatı bulabileceği bir ülkeye sınır dışı edilmesi planlandı. Piroğlu'nun ikinci kez başladığı açlık grevi ve avukatlarının mücadelesi ve yine dünya halklarının yükselen dayanışması bu planlarının da uygulanmasına engel oldu. Şimdi son adım olarak tüm talepleri görmezden ve duymazdan gelerek Piroğlu'nun hastanede ölümünü bekliyorlar. Sırbistan hükümeti Erdoğan'ın gardiyanlığı, Erdoğan adına cinayet işlemek ve cellat olmak yolunda ilerliyor. Bu Erdoğan iktidarına yaslanarak milyonlarca Türkiyeli ve Kürdistanlıya düşmanca tutum almak demektir ve sonuçları olur. Dün Ecevit Piroğlu'nu Türkiye'ye canlı götürerek gösteri yapmak, Erdoğan faşizmi için bir zafer sayılacaktı. Ecevit Piroğlu 136 gün süren ilk açlık greviyle canlı götürülemeyeceğini ortaya koyarak ölümü pahasına Erdoğan'a bu zaferi yaşatmadı. Bugün ise Ecevit Piroğlu'nun Sırbistan'da ölümü Erdoğan faşizmi için bir zafer olarak kabul edilecek. O halde onun 'gösteri zaferini' ölümüne mücadele iradesi dün nasıl bozduysa bugün beklediği 'ölüm zaferini' yaşamına mücadele iradesi bozacaktır."

'PİROĞLU'NUN ÖLÜMDEN ÜRKTÜĞÜNE TARİH TANIKLIK ETMEMİŞTİR'
Ecevit Piroğlu'nun 35 yıllık mücadele hayatında defalarca sınandığını, Türkiye devrimci mücadelesinde, Rojava'da DAİŞ'e karşı savaşta ve son üç yıldır Sırbistan tutsaklığı dahil defalarca ölümün eşiğine geldiği, ancak teslim olmadığını ve baş eğmediğini vurgulayan DKP/BÖG Merkez Komitesi, Piroğlu'na şu çağrıyı yaptı: "Devrim ve sosyalizm mücadelesinin, sınıf savaşımının tarihsel haklılığı karşısında Ecevit Piroğlu'nun ölümden ürktüğüne tarih tanıklık etmemiştir. Ama şu aşamada yaşamı, onun ölümünü zafer görecek güçleri ürkütecektir. Devrim kavgasında ölmek gibi yaşamak da kararlılık gerektiren bir parti görevidir. Ecevit Piroğlu yoldaşın direnişi ve onun özgürlüğü için mücadele yürüten yoldaşları, dayanışma gösteren dostları çok geniş zeminlere taşıdıkları eylemlerle, temaslarla, kampanyalarla dünya halklarına Sırbistan ve Türkiye kirli işbirliğini teşhir etmiş, mahkum etmiştir. Şimdi Piroğlu'nun mücadelesi, dışarıda bu kavgayı sürdüren binlerce onurlu insanın omuzlarında ve özgürlüğü zafere taşıyacak kararlılıktadır.

'AÇLIK GREVİNE ARA VERMEYE VE TEDAVİYİ KABUL ETMEYE DAVET EDİYORUZ'
"Ecevit Piroğlu yoldaş! Dışarıya ulaşan mesajındaki direnişçi sesin dalga dalga dünyaya yayılmış, uluslararası kamuoyunca güçlü sahiplenilmiş ve Türkiye-Sırbistan kirli işbirliği artık uluslararası kamuoyunun gündemine gelmiştir. Bu aşamada seni açlık grevi direnişine ara vermeye ve tedaviyi kabul etmeye davet ediyoruz. Tüm birleşik mücadele güçlerine, dayanışma içerisinde olan dost örgüt ve kişilere ve yoldaşlara çağrımız ise; Sırbistan'ın Piroğlu'nun özgür olduğunu ilan ettiği ve ülkeden ayrılmasını engellemekten vazgeçtiği ana kadar mücadeleyi ara vermeden sürdürmek ve büyütmektir."