29 Eylül 2024 Pazar

Cumartesi Meydanı: Hakikatin ve adaletin simgesi

1995 yılının 27 Mayıs günü kayıpların bulunması için başlayan Cumartesi oturma eylemleri, "hakikatin" ve "adaletin" simgesi olarak devam ediyor. 

Hasan Ocak, Rıdvan Karakoç, Kenan Bilgin ve Hasan Gülünay’ın ailelerinin içinde olduğu kayıp yakınları, Hasan Ocak’ın yoldaşları ve İHD üyeleri, Cumartesi Meydanı’nda ilk oturma eylemini 1995 yılının 27 Mayıs günü yaptılar. O günlerde sayıları çok da yoktu. Eylem, Hasan Ocak’ın gözaltında kaybedilmek istenmesine karşı yürütülen uzun ve zorlu mücadelenin bir parçasıydı.

“Sağ aldınız, sağ istiyoruz” sloganı memleketin bir çok yerinde yankılanıyordu. Devlet Hasan Ocak’ı katletmişti ancak bedenini ailesinden, yoldaşlarından, kayıp ailelerinden ve insan hakları savunucularından kaçırmayı başaramamıştı. Bu mücadele sonunda Hasan Ocak’ın işkence ile öldürülmüş bedeni Kimsesizler Mezarlığı’nda bulunmuştu. Ocak ailesi ile Hasan’ın yoldaşları ve insan hakları savunucularının mücadelesi bu kez “Kayıpları biliyoruz, kaybedenlerin listesini istiyoruz” sloganı ile devam etti. Başka bir ifade ile halkların en çok ihtiyaç duyduğu iki şeyi istiyorlardı; hakikat ve adalet. 

Her Cumartesi günü saat 12.00’de ellerinde kaybedilenlerin fotoğrafları ve karanfiller ile oturdular. Sessizlikleri, kaybedenlerin karşısında adalet ve hakikat için dikildiler. Sayıları kimi zaman çoğaldı, kimi zaman azaldı. Kimi zaman ilham aldıkları Arjantin’den konukları oldu, kimi zaman onlar dünyanın herhangi bir yerinde hakikatin peşinde olanlara mesajlarını gönderdi.

Sık sık devletin hedefinde oldular. Kayıplar hakkında yalan propaganda ile Cumartesi annelerinin halkların desteğini alan eylemini karalamaya çalışan devlet, eylemin yapıldığı yere "Kayıp Arama Otobüsü" adı altında bir otobüs yerleştirerek, eylem sırasında haftalarca provokasyan yaratmaya çalıştı.

 

158. haftadan itibaren de polisin fiziki saldırıları başladı. Aileler, her seferinde "Devlet terörüne boyun eğmeyeceğiz, evlatlarımızın peşini bırakmayacağız" dedi. 

Kayıplar mücadelesinin 3. haftasına gelen 159. hafta buluşmasına Arjantin’den Plaze De Mayo Anneleri de katıldı. O gün Cumartesi Meydanında acıları kadar kaybedenler karşısında öfke ve kararlılıklarını da birleştirdiler. 

Cumartesi buluşması 200 haftaya yaklaştıkça, devletin baskısı da arttı. 196. hafta buluşmasında, polis ailelerin oturma eylemi yaptığı alanı ablukaya alarak girmelerine izin vermedi. Bunun üzerine aileler karanfilleri, “Kayıplarımız için, çocuklarımız için” gökyüzüne fırlattı. Ankara’da İnsan hakları anıtı önünde kayıplar için arayış sürdü. 

13 Mart 1999 tarihinde açıklama yapan aileler ve insan hakları savunucuları, ağırlaşan şiddet nedeniyle eylemlerine bir süre ara vermek zorunda kaldıklarını duyurdular.

Artık her Cumartesi günü Galatasaray’da buluşamadılar ancak 17-31 Mayıs Gözaltında Kayıplara Karşı Uluslararası Mücadele Günleri’nde kayıplarını aramaya devam ettiler.

2009 yılının 31 Ocak’ına gelindiğinde ise kayıplar mücadelesinde ikinci aşama başlıyordu. Aileler bir kez daha Galatasaray Meydanı’nın yolunu tutuyordu; ellerinde kaybedilenlerin fotoğrafları ve karanfilleri, yüreklerinde adalet arayışına dönüştürdükleri acıları ile.

O gün, 14 Nisan 1995 tarihinde Diyarbakır’da gözaltına alınarak kaybedilen Ali İhsan Dağlı’nın akıbeti soruldu. Oturma eyleminde Hasan Ocak, Rıdvan Karakoç, Kenan Bilgin, Hasan Gülünay, Fehmi Tosun, Serdar Tanış, Kasım Alpay, Hüseyin Taşkaya, İsmail Şahin ve Cemil Kırbayır’ın yakınları söz aldı.

Kayıplar mücadelesinin bu ikinci döneminde yeni bir mücadele mevzisi de Diyarbakır’da açılıyordu. Koşuyolu Parkı’ndaki İnsan Hakları Anıtı’nın önü "hakikat ve adalet mücadelesi"nin merkezi haline geliyordu.

Bir sonraki hafta mevzilere İzmir de eklendi. Insan hakları savunucuları, kayıplar için Konak eski Sümerbank önünde buluşmaya başladı.

Cumartesi buluşması 700. Haftasına kadar Galatasaray’da sürdü. 25 Ağustos 2018 tarihindeki 700. buluşma, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun talimatıyla yasaklandı. Yasak kararına rağmen kayıp yakınları aynı yerde ve aynı saatte buluştu. Polis, kayıp yakınlarına saldırdı ve 34 kişiyi gözaltına aldı.

Emine Ocak’ın polisler tarafından götürülürken çekilirken fotoğrafı da, Saray faşizminin sembollerinden biri olarak geleceğe kaldı.

Cumartesi insanları, Saray faşizminin tehdit ve saldırılarına rağmen kayıplar için "adalet", eşit ve özgür bir gelecek için "hakikat"  aramaktan vazgeçmedi. Her Cumartesi günü saat 12.00’de bu kez İHD İstanbul Şubesi’nin önünde buluşmaya devam ettiler. 

Koronavirüs salgını nedeniyle eylem biçim değiştirdi, online açıklamalara dönüştü. Ancak çeyrek asırlık mücadele her seferinde kendine yeni bir yol bularak ilerledi. 

ÜÇ KUŞAK BULUŞTU
Çeyrek asırda  üç kuşağın buluştuğu bu meydanda, dünün anneleri, babaları, artık anneanne, babaanne oldu. Cumartesi alanında büyüyen torunlar fotoğrafları taşıdı.

Hayrettin Eren’in annesi Elmas Eren, 2019 yılının 19 Ağustos’unda hayata veda etti. Cemil Kırbayır’ı annesi Berfo Nine, Dargeçit kayıplarından Seyhan Doğan’ın annesi Asiye ve Ramazan Doğan, İsmail Şahin’in eşi Kiraz Şahin, Rıdvan Karakoç’un annesi Asiye Karakoç, Zeki Altunbaş’ın annesi Cevriye Altunbaş ve babası Tahsin Altunbaş, Hüseyin Taşkaya’nın annesi Fadime Taşkaya, Mustafa Bulut’un annesi Meryem Bulut, Hasan Ocak’ın babası Baba Ocak, Abdürrahim Demir’in annesi Kesriye Demir, Hüseyin Morsümbül’ün annesi Fatma Morsümbül, Nazım Babaoğlu’nun annesi Makbule Babaoğlu, Abdurrahman Coşkun’un annesi Hediye Coşkun, Talat Türkoğlu’nun annesi Ziyneti Türkoğlu, Kenan Bilgin’in annesi Fincan Bilgin ve diğerleri....

Hepsinin ömrü çocuklarını ararken tükendi. Hepsi, bir mezara hasret gittiler.

* Yarın: Hasan Ocak kimdir, nasıl yaşadı, nasıl savaştı?