29 Eylül 2024 Pazar

Cumartesi Anneleri: Geçmişle yüzleşin, hakikati kabul edin

Cumartesi Anneleri, 105 yıl önce gözaltına alınarak kaybedilen Ermeni aydınları andı. Devleti, işlediği suçlarla yüzleşmeye çağıran kayıp yakıları, "Bu aynı zamanda gerçek bir insan hakları kültürü inşaasının da ilk adımı olacaktır" dedi.

Cumartesi Anneleri, 787. haftalarında 24 Nisan'da katledilen Ermeniler için açıklama yaptı. 

TOSUN: 4 NİSAN BÜYÜK ACILARIN BAŞLANGIÇ TARİHİDİR
Sosyal medya hesapları üzerinden gerçekleştirilen açıklamada ilk olarak gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun'un kızı Jiyan Tosun konuştu.

Tosun, 4 Nisan 1915'in Ermeni aydınların gözaltına alınıp kaybedilmesiyle başlayan, 1 milyondan fazla Ermenin öldürülmesine geride kalanların ise telafisi olmayan büyük acılar yaşadığı acıların başlangıç tarihidir.

'80 YIL SONRA BABAMI KAÇIRANLAR DA AYNI FAİLLERDİ'
Talat ve Enver paşalar başta olmak üzere devletin bu soykırımı gerçekleştirdiğini hatırlatan Tosun, şunları söyledi: "1995'te, yani Ermeni aydınların evlerinden alınıp bilinmezliğe götürüldüğü tarihten 80 yıl sonra babam Fehmi Tosun, İstanbul'daki evimizin önünden polisler tarafından kaçırılıp bilinmezliğe götürüldü. Babamın gözaltına alındığı tarihte Başbakan Tansu Çiller, İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Emniyet Genel Müdürü Memet Ağır idi. Babamın gözaltında kaybedilmesinin sorumluları o dönemin bütün devlet yetkilileridir. Bu nedenle aynı failler diyorum.

"Aradan geçen bir asırlık zamana rağmen bu topraklarda sivillere karşı işlenen suçların asıl faili devlet ve onun paramiliter güçleri olduğu gerçeği değişmedi. 

"Devletin sistemli bir şekilde hukuk alanının dışına çıkarak muhalifleri yok etme ve failleri gizleme pratiği 24 Nisan 1915'ten bu yana değişik biçimlerde devam ediyor. 

"Ermeni aydınları gözaltına alıp, mezarsız bırakanlar yaşamdan onları silmeyi amaçladılar. Devletin hiçbir baskısı ve hiçbir inkar Ermeni aydınları ve tüm kayıplarımızı, onlara karşı işlenen suçların sorumlularını hafızalarımızdan silemez. Bulunduğumuz her yerde kayıplar için mücadele edeceğiz ve adalet talebini dillendireceğiz."

ESTUKYAN: 24 NİSAN 1915 KAYIPLAR SUÇUNUN BAŞLANGIÇ TARİHİDİR
Katledilen Ermeni aydınların torunları adına Pakrat Estukyan konuştu. 24 Nisan 1915'in aynı zamanda insanlık suç olarak tanımlanan gözaltına kayıplar suçunun başlangıcı olarak da kabul edilebileceğini belirten Estukyan, bunun çok somut bir tarih olduğunu belirtti. 

Gözaltına alınıp katledilen Ermenilerin "faili meçhul" olarak kayıtlara geçtiğini kaydeden Estukyan, cezasızlık politikasının Ermeni soykırımı sürecinde de işlendiğini söyledi. Estukyan, "Hala ülkemiz bu kaosu yaşamakta. Sirkeci'den götürülen insanlar da getirilmedi, '90'larda Beyaz Toroslara bindirilip götürülen insanlar da gelmedi" dedi.

Estukyan, devletin insanlığa karşı işlediği suçlarla yüzleşmesi gerektiğini vurguladı.

‘ERMENİ AYDINLARI UNUTMADIK'
Haftanın açıklamasını İHD İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon Üyesi Zeynep Yıldız okudu.

Korona salgının can almaya devam ettiğini hatırlatan Yıldız, "Tarihte bu tür krizlerin yönetenler tarafından otoriterleşme arzularına kılıf yapıldığı gerçeğinden hareketle, korona krizinin yalnız sağlığımıza karşı değil, özgürlük ve demokrasiye dönük tehditler de içerdiğine dikkat çekiyoruz.

"Koronavirüsle mücadeleyi dayanışma içinde, hak ve özgürlüklerimize sahip çıkarak hep birlikte kazanamazsak hiç şüphe yok ki hep birlikte kaybedeceğiz. İşte bu bilinçle şimdi her zamankinden daha yüksek sesle insan hakları, hakikat, eşitlik ve adalet talep ediyoruz" dedi.

787 haftadır hakikati bilme haklarına sahip çıktıklarını ifade eden Yıldız, 105 yıl önce evlerinden gözaltına alınıp bir daha geri dönemeyen İstanbullu Ermeni aydınları unutmadıklarını söyledi. 

Yıldız, 24 Nisan'da yaşananlara ilişkin şunları hatırlattı: 

"24 Nisan 1915 gecesi İttihat ve Terakki hükümetinin İçişleri Bakanı Talat Bey'in emriyle İstanbul Emniyeti tarafından bir operasyon başlatıldı.

"Operasyonu İstanbul Emniyet Müdürü Bedri Bey yönetti. Siyasi Şube Müdürü Mustafa Reşat Bey yönetiminde önceden hazırlanan “Tutuklanacak Ermeniler Listesi”ne göre polisler gece yarısından sonra insanları evlerinden "bir saat içinde geri döneceksiniz" diyerek götürdü.

"24 Nisan 1915'te başlatılan bu operasyon kapsamında İstanbul'un çeşitli semtlerinden gözaltına alınan milletvekili, yazar, şair, avukat, doktor, gazeteci, eczacı, müzikolog, yayıncı, siyasetçi olan bu aydınlar Ermeni toplumunun en saygın isimleri, kanaat önderleriydi.

"Gözaltına alınanlar önce semt karakollarına oradan da Sultanahmet'teki Merkez Cezaevi'ne nakledildiler. 25 Nisan 1915 tarihinde Cezaevi Müdürü İbrahim Bey nezaretinde ve güvenlik güçleri eşliğinde özel bir trenle yola çıkarıldılar. Neden tutuklandıklarına ve nereye götürüldüklerine dair kendilerine bilgi verilmedi.

"Operasyon öncesinde tutuklanacak olan Ermeni aydınların gözetim altında tutulmaları için Ayaş ve Çankırı olmak üzere iki merkez seçilmişti. Tutuklular önce tren sonra at arabalarıyla Ayaş ve Çankırı'ya sevk edildiler. Daha sonraki günlerde İstanbul'da devam eden tutuklamalarla Çankırı'ya getirilenlerin sayısı 158 kişiye, Ayaş'a getirilenlerin sayısı 92 kişiye çıktı.

"Gözaltına alındıkları andan itibaren başlarına geleceklerden hükümetin sorumlu olduğu bu insanlardan 174'ü bir mezar taşları bile olmadan yok edildiler. Resmi kayıtlarda ise ya firar ettikleri ya da serbest bırakıldıkları yazıldı.

"Bu hakikatle yüzleşmemizi engelleyen inkâr politikaları, aydın kırımının, tek tipleştirmenin, devlet eliyle yurttaşları kaybetmenin devamını sağladı."

25 YILDIR SÖYLÜYORUZ: GEÇMİŞLE YÜZLEŞİN, HAKİKATİ KABUL EDİN 
25 yıldır ısrarla "geçmişle ilişkisini hatırlama ve hesaplaşma üzerinden kuramayan toplumlar, hukuk dışılığın normalleştiği, şiddetin yaygınlaştığı bugüne mahkum olurlar" dediklerini hatırlatan Yıldız,ağır acıların üst üste yaşandığı bu topraklarda geçmişin yaralarını sarmanın ilk adımının geçmişin hakikatlerinin kabul edilmesi ile başlayacağını vurguladı.

Yıldız, bunun aynı zamanda gerçek bir insan hakları kültürü inşasının da ilk adımı olacağının altını çizdi.

'ONLARI DA HAKİKAT VE ADALET MÜCADELEMİZDE YAŞATACAĞIZ'
Yıldız, şöyle devam etti: "24 Nisan vesilesi ile 105 yıl önce gözaltına alınarak kaybedilen aydınlarımız toplu gözaltında kaybetmenin başıdır, başlangıcıdır. Tüm kayıplarımız gibi onları da adalet ve hakikat mücadelemizde yaşatacağız.

"Unutturma kültürüne karşı, hatırlama kültürünün bu topraklarda yerleşmesi için çaba harcamaktan vazgeçmeyeceğiz. 88 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray'dan vazgeçmeyeceğiz."