26 Eylül 2024 Perşembe

Çocuğa işkence yapan polisler suçlamayı reddederken suçlarını itiraf etti

Lice'de 14 yaşındaki çocuğa işkence yapan ve ölmesi için çukura atan 5 polis tutuklandı. Çocuk ifadesinde yaşadıklarını aktarırken işkenceci polisler çelişkili ifadelerle suçlarını itiraf etti. Çocuğun kendilerini teşhis etmesinin bir yönlendirme olduğunu öne süren polisler, amaçlarının çocuğu korumak olduğunu da iddia etti.

Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 21 Mart'ta 14 yaşındaki çocuk zırhlı araca zorla bindirildi, işkence yapıldı, Kürtlere küfür etmesi istendi, İstiklal Marşını, Mehmetçik Şiirini ve Gençliğe Hitabe'yi ezberlememesi halinde öldürülmekle tehdit edildi. Ağzı bantlanan, elleri ve ayakları bağlanan çocuk bir dere kenarına atılarak, ölüme mahkum edildi.

5 POLİS TUTUKLANDI
Çocuğa işkence yapan ve öldürmek isteyen polislerden İsmail Akkuş, Emre Özcan ve Gökha Bay, "kasten yaralama" suçundan tutuklanmıştı. Serbest bırakılan Emniyet Amiri Aykut Oral ve polis Hayrettin Çakmak Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı üzerine tutuklandı.

'BİNAYA SAKLANDIM, KAPIYI KIRIP, BENİ DÖVEREK ARACA BİNDİRDİLER'
Gazeteci İsmail Saymaz, ölümden dönen çocuğun ifadesine ulaştı. Ekmek almak için marketin bulunduğu caddeye yürüdüğü sırada zırhlı polis aracının kendisini kovaladığını söyleyen çocuk, "Kaçarak bir binaya girdim. Polisler binanın kapısını kırıp içeri girdiler. 10 yaşındaki çocuk hakkında 'bu küçüktür, diğerini alalım' dediler. Beni sürükleyerek ve vurarak, zırhlı araca bindirdiler. Aralarında 'ışığı kapat, MOBESE kamerasında görünmesin' dediler. Kulp yolundaki Lice'nin çöplerinin döküldüğü bölgeye götürdüler" dedi.

'BOĞMAYA ÇALIŞTILAR, ÖLÜMLE TEHDİT ETTİLER'
Uzun namlulu silahın dipçiğiyle vurulduğunu aktaran çocuk, "İki elimden, ellerim yüzümün önünde olacak şekilde boynumdaki puşiyle bağladılar. Arta kalan kısmı boynumun arka tarafından bağlayarak sıkıp beni boğmaya çalıştılar. Ayaklarıma kelepçe taktılar. Darp esnasında video çekerek, 'Kürtlere, Öcalan'a küfredeceksin. İstiklal Marşını, Mehmetçik şiirini söyle. Şiiri sabaha kadar ezberlemezsen sırtına koyduğumuz GPS ile seni bulur ve öldürürüz' dediler. Bu olaylar 40 dakika sürdü" ifadelerini kullandı.

'ELLERİM, AYAKLARIM BAĞLANARAK BENİ ÇUKURA ATTILAR'
Çocuk daha sonrasını ise şöyle anlattı: "Ellerim ve ayaklarım bağlı halde araca bindirerek, emniyet müdürlüğü giriş kısmının önündeki yola getirdiler. Burada bir kişi indi, başka araca bindi. Gelene kadar beni darp ettiler. Karahasan Mahallesi'nin kırsalına götürdüler. Beni çukur bir yere attılar. Ellerimi, ayaklarımı bağlamışlardı. Çukurdayken bir taşla ellerimi çözdüm. Sonra ayaklarımı çözerek, yukarı çıktım. Lice'ye yürüdüm. 3-4 dakika yürüdükten sonra 50 metre ileride bir abiyi gördüm ve yanına gittim. Beni sırtına alarak, Lice Devlet Hastanesi'ne getirdi."

EMNİYET AMİRİ ORAL SUÇLAMALARI REDDETTİ
Çocuğa işkence eden ve öldürme suçunu işleyen polislerin de ifadesi ortaya çıktı. Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre "Kasten silahla ve kamu görevlisinin sahip olduğu nüfus kötüye kullanmak suretiyle yaralama" "silahla, birden fazla kişi tarafından birlikte, kamu görevini sağladığı nüfus kötüye kullanılmak suretiyle cebren çocuğa karşı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçundan serbest bırakılan, daha sonra tutuklanan, olay sırasında polis grubuna amirlik yapan Emniyet Amiri Aykut Oral, ifadesinde suçlamaları reddetti.

ARAÇ DAR OLDUĞU İÇİN SİLAH DİPÇİĞİYLE VURAMAZLARMIŞ
Çocuğun vücudundaki darp izlerine ve bir gözünün görme yetisini kaybetme riskiyle karşı karşıya olmasına rağmen silah dipçiğiyle vurmadıklarını iddia eden Oral, kanıt olarak ise aracın içinin dar olduğunu bu nedenle imkansız olduğunu söyledi.

KENDİSİNİ VE POLİSLERİ AKLAMAYA ÇALIŞTI
Çocuğu kaçırdıklarını da reddeden Oral, toplumsal olaylarda çocukların olay mahallinden alınmaları, işlem yapılmaksızın ailelerine teslim edilmeleri yönünde karar aldıklarını; işkence yaptıkları çocuğu da Newroz'dan olay mahallinden araca aldıklarını öne sürdü. Çocuğun araçta kendilerine yalvardığını iddia eden Oral, ailesine gideceğini söylediği için bıraktıklarını söyledi, "olayda tek kabahatimiz bu olabilir" diyerek kendilerini aklamaya çalıştı.

SUÇLAMAYI REDDEDERKEN, SUÇU İTİRAF ETTİ
Çocuğu Newroz ateşine yakacak attığı için aldıklarını söyleyen Oral, yine çocuğun vücudundaki işkence izlerini görmezden gelerek hiçbir şekilde fiziki eylemde bulunmadıklarını iddia etti. Çocuğu isteği doğrultusunda serbest bıraktıklarını öne süren Oral, "Diğer tüm suçlamaları da kabul etmiyorum. Ayrıca son olarak belirtmek isterim ki mağduru yoldan geçerken zırhlı polis aracına almadık, Nevruz olaylarında yakılan ateşe yakacak atarken tespitlerimiz vardır. Üzerinde şişme bir mont ve yüzünü ise bir bez parçasıyla kapatmış vaziyette ateşin başında tespit etlikten sonra biz mağduru araca aldık. Bu hususların da ayrıntılı bir şekilde araştırılmasını talep ediyorum" sözleriyle çocuğu hedef aldıklarını, takip ettiklerini, işkence yapmayı planladıklarını da itiraf etti.

TEŞHİS SAVUNMASI: HERKES TANIYOR, ÇOCUK YÖNLENDİRİLDİ
Oral, çocuğun fotoğraflı teşhisi için de ilçenin emniyet amiri olduğu için herkes tarafından tanındığı gerekçesiyle savundu. Oral'ın avukatı Dilhan Aydın da, işkenceci Oral'ı teşhis eden çocuğun yönlendirildiğini öne sürdü.

POLİS ÇAKMAK'IN İFADESİ EMNİYET AMİRİ ORAL İLE ÇELİŞTİ
Serbest bırakılan polis ve araç sürücüsü Hayrettin Çakmak da işkenceyi reddetti, ailelerin çocuklarını çağırmadığını bu nedenle Newroz olaylarının sonlanmadığını, içlerinden birini alırlar ve işlem yaparlarsa ailelerin çocuklarını eve çağıracağı amacıyla çocuğu olay yerinden aldıklarını öne sürdü. Ancak Çakmak bu sözleriyle çocukları işlem yapmaksızın aileleri teslim etme kararlarını aktaran Emniyet Amiri Oral ile çelişti.

ÖNCE TAŞ ATILMADI DEDİ SONRA DA ARACA ÇOK TAŞ ATILDIĞINI ÖNE SÜRDÜ
Emniyet Amiri Oral gibi tek hatalarının çocuk hakkında işlem yapmadan serbest bırakmaları olduğunu öne süren Çakmak, çocuğun alınmasına ilişkin beyanda kendilerine taş atıldığını belirtmezken, çocuğun aracın neresine oturduğu sorusu üzerine, "Mağduru araca bindirirken bizlere gruptan taş atıldı. Bizlere taş atılması sebebiyle mağduru araca bindirdikten sonra hızlıca araca bindik. Normalde ben zırhlı araç şoförüyüm, çok fazla taş atıldığı için Aykut Oral amirim hızlı bir şekilde araç şoför koltuğuna bindi. O araç şoför koltuğuna bindiği için ben de aracın ön tarafına onun yanına bindim" yanıtını verdi.

Çakmak'ın avukatı Gamze Başer de çocuğun vücudundaki işkence izleri ve darp raporuna rağmen çocuğun ifadelerinin soyut olduğunu öne sürdü.

YÜZÜ BEZLİ OLDUĞU İÇİN ÇOCUĞUN ÇOCUK OLDUĞUNU ANLAMAMIŞLAR
Polis Gökhan Bay ise çocuğun yüzünün kapalı olduğunu, bu sırada da kendilerine taş atıldığını öne sürdü. "Hem bu şahsı hem de kendimizi taşlardan korumak için hep beraber bu şahıs da içinde olmak üzere araca bindik" iddiasında bulunan Bay, 14 yaşındaki çocuğun yüzündeki bezi açınca çocuk olduklarını anladıkları yönünde akıl almaz bir iddiada bulundu.

EMNİYET AMİRİYLE ÇELİŞKİLİ İFADE: AJAN DERLER DEDİ ONDAN UZAKTA İNDİRDİK
Emniyet Amiri Oral, çocuğun kendilerine annesinin kanser olduğunu, eğer Newroz olaylarından alınarak zırhlı araçla eve bırakılırsa ailesinin çok üzüleceğini, o nedenle kendilerini bırakmasını ve eve gideceğine söyleyerek yalvardığını aktarmasını rağmen bu ifadeyle çelişen Bay, çocuğun "Burası Lice beni burada polis aracından indirirseniz bana ajan derler. Beni uzakta indirin dedi" dedi. Bu nedenle çocuğun bir kilometre uzaklıkta indirdiklerini öne sürdü.

ÇOCUK MUKAVEMET EDİNCE ARAÇTA KELEPÇE TAKMIŞLAR
Bir çelişkili ifade de İsmail Akkuş'tan geldi. Diğerlerinin yolda aldıkları ifadesine rağmen çocuğu bir bahçe duvarının dibinde yakaladıklarını ve çocuk kendisine direndiği için kademeli güç kullandıklarını öne süren Akkuş, diğer tüm polisler darbı reddederken çocuk mukavemet gösterdiği için bileklerine plastik kelepçe taktıklarını, çocuk yaşının 14 olduğunu söyleyince de çıkardıklarını iddia etti.

Diğer polisler gibi çocuğu neden Kulp ilçesi istikametine götürdüklerine açıklık getirmeyen Akkuş, daha sonra çocuğu Emniyet Amirliğine getirdiklerini, çocuğun annesi ve babasının rahatsız olduğunu söylemesiyle ona acıyıp çocuğu 900 metre ya da bir kilometre ötede olan hastanenin önünde bıraktıklarını iddia etti.

'MAĞDURA SİLAHLA VURMUŞ DEĞİLİZ' İDDİASI
Çocuğun vücudundaki yakaların taş atmaktan kaynaklı olduğunu öne süren Çakmak, çocuğun elini ayağını bağlamadıklarını, vücudunda herhangi bir yerde yarasının olmadığını iddia etti. Çocuğun yaralanmasının taş atıldığı esnada olduğunu öne sürdü. Çocuğun silah dipçiğiyle kendisine vurduğu yönündeki fotoğraflı teşhis beyanı sorulan Akkuş, "Ben bu teşhis tutanağını kabul etmiyorum. Mağdur kesinlikle silahlarımızı görmemiştir. Ne ben ne de diğer arkadaşlarım mağdura silahla vurmuş değiliz" yanıtını verdi.

ÇOCUK YALVARINCA İSTEDİĞİ YERE BIRAKMIŞLAR
Polis Emre Özcan ise Y. D.'yi olay yerinde değil, olay yerinin yakınında yakaladıklarını ifade ederek, araca bindirilirken çocuğa taş gelmiş olabileceğini savundu. Çocuğu kelepçelediklerini, yaşının 14 olduğunu söylemesi üzerine kelepçeyi çıkardıklarını ileri süren Özcan, Kumluca'ya doğru gittiklerini, daha sonra Emniyet Amirliğine döndüklerini, çocuğun yalvarmasıyla onu istedikleri yere bıraktığını öne sürdü.