27 Eylül 2024 Cuma

Çepni: Kader diye aklanan soygun düzeninden hesap soracağız

Depremin yaralarını sarmak için günlerdir gerekli adımları atmayan devletin "Devlet nerede" diyenleri tutuklamak için harekete geçtiğini vurgulayan HDP Milletvekili Murat Çepni, on binlerce insanın katledilmesinden sorumlu bu düzenden mutlaka hesap soracaklarını ifade etti.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Murat Çepni, Maraş merkezli depremlere ilişkin Meclis'te basın toplantısı düzenledi.

Depremin 19'uncu gününe girdiklerini hatırlatan Çepni, 19 gündür tüm halkın büyük bir acı yaşadığını ve yüz binlerce insanın depremin yaralarını sarmaya çalıştığını söyledi. Tayyip Erdoğan'ın ilk andan itibaren tehdit ve hakaretler yağdırdığına dikkat çeken Çepni, Erdoğan'ın depremzedeler ve yıkılan kentler için değil, kendi iktidarı ve geleceği için panik halinde olduğunu belirtti.

'BU ACIYI FIRSATA ÇEVİREMEYECEKSİNİZ'
"Bu sefer bu acıyı fırsata çeviremeyeceksin" diyerek Erdoğan'a seslenen Çepni, on binlerce insanın yaşamını yitirmesi ve yüz binlerce insanın hayatının kararmasının temel sebebinin iktidarın politikaları olduğunu vurguladı ve Erdoğan'ın yaşananların hesabını vermekten asla kurtulamayacağını dile getirdi.

19 gündür deprem bölgesinde olduklarını ifade eden Çepni, gittikleri her yerde halkın büyük öfkesi ve "Devlet yoktu" feryadına tanıklık ettiklerini söyledi. Bunun somut bir gerçek olduğunu kaydeden Çepni, Erdoğan'ın "Devlet nerede" diyenlere hakaret etmesine tepki gösterdi.

Artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını dile getiren Çepni, A Haber'in AFAD çadırlarına ilişkin kurmaca haberini hatırlatarak, bunun AKP-MHP faşizminin fotoğrafı olduğunu söyledi. "İşte AKP budur. İnsanları öldürürken, aç bırakırken, 'Padişahım çok yaşa' açıklamalarını bir devlet politikası olarak yayınlayandır" diyen Çepni, bunların sonunun geldiğini dile getirdi.

'DEPREMDE ORTADA GÖRÜNMEYEN DEVLET TUTUKLAMA İÇİN HAREKETE GEÇTİ'
İlk 2 gün sadece depremzedelerin kendi çabaları ve gönüllü ekiplerle çalışma yürütüldüğünü dile getiren Çepni, yardımların ise hala engellendiğine dikkat çekti. "Yetmiyor, devlet, 'nerede' diye soranların, deprem gerçeklerini ortaya serenlerin karşısına dikilerek 'Ben buradayım' diyor" ifadelerini kullanan Çepni, son olarak Antep'te 8 yakınını kaybeden ve başından beri deprem bölgesinde gönüllü olarak çalışan SGDF üyesi Umut Polat'ın Erdoğan'a hakaretten tutuklanmasına tepki gösterdi.

"Düşünebiliyor musunuz, ailesini kaybeden insanlar mikrofona konuşurken ikinci cümlesi, 'Tutuklarlarsa tutuklasınlar' oluyor. Çünkü her eleştirinin tutuklanmakla sonuçlanabileceğini herkes biliyor. En son Umut Polat Antep'te tutuklandı. Ortada görünmeyen devlet bir sosyalist genci tutuklamak için hemen harekete geçti" diyen Çepni, devletin kurtarmak için değil tutuklamak için her zaman var olduğunu söyledi.

'HALKIN ÖZ ÖRGÜTLÜLÜĞÜ HAYATİ ÖNEME SAHİP'
Tüm Türkiye'de çok büyük bir seferberlik örgütlendiğini ifade eden HDP Milletvekili Murat Çepni, "Bu aynı zamanda halkın öz örgütlülüğünün ne kadar hayati öneme sahip olduğunu bir kez daha gösterdi. Herkesi tek adam şefliğine bağlayan merkezi yapının öldürdüğünü, ama halkın yereldeki dayanışmasının can kurtardığını bir kez daha görmüş olduk" dedi.

Depremin yaralarının kısa vadede sarılamayacağına işaret eden Çepni, dayanışmanın sürmesi gerektiğini vurguladı. Çepni, deprem bölgesindeki temel ihtiyaçları şöyle sıraladı: "Kışlık çadır, konteynır, soba, kuru gıda, hijyen ürünleri, jeneratör, seyyar tuvalet, banyo ve mutfaklar."

Devlete de halkın ihtiyaçlarını karşılama çağrısı yapan Çepni, "Halktan aldıklarını istiyoruz. Kimse sizden lütuf istemiyor. Yardım istemiyor. Kendisi olanın kendisine verilmesini istiyoruz. Bu ihtiyaçlar bir lütuf değil. Halktan çaldıklarınızı halka geri vermenizi istiyoruz" ifadelerini kullandı.

'MUTLAKA HESAP SORACAĞIZ'
On binlerce insan yaşamını yitirmiş, kentler yok olmuşken istifa etmek yerine halka parmak sallayanlar olduğunu söyleyen Çepni, şöyle devam etti: "Biz bir taraftan dayanışmayı örgütleyeceğiz, dayanışmayı büyüteceğiz ama bir taraftan da yaşananları not ediyoruz. Bunların hesabını tek tek, santim santim sorumlulardan soracağız. Burada bir doğal afet yok. Bir doğa olayını felakete çeviren iktidar var, siyaset var, sermaye devleti var. Kader diye aklanılan tüm bu soygun düzeninin sorumlularından hesap soracağız. Böylesi bir cinayeti, kitle katliamını, kader diye, fıtrat diye sunmaya çalışanlardan hesap soracağız. Hala tek bir istifa etmemiş ama halka parmak sallayanlardan mutlaka ama mutlaka hesap soracağız. Bu katliamdan halkımızın dayanışması ile elbette çıkacağız. Bu dayanışmayı büyütmek dışında tek bir çaremiz yoktur. Halkımıza da çağrımız tam olarak budur."