23 Kasım 2024 Cumartesi

Buca Belediyesi işçileri kadın cinayetlerine tepki gösterdi

İstanbul'da 2 kadının katledilmesi sonrası kadınların sokaklara taşan öfkesi sürüyor. Buca Belediyesi işçisi kadınlar, yargı, polis ve iktidarın kadın cinayetlerine ortak olduğunu söyledi.

İstanbul'da İkbal Uzuner ile Ayşenur Halil'in vahşice katledilmesi, sokak ortasında kadını taciz eden 2 erkeğin serbest bırakılması, istismara uğrayan 2 yaşındaki bebeğin hayatını kaybetmesine isyan eden kadınlar işyerlerinde, okullarında ve meydanlarda cinayetlere karşı öfkelerini dile getiriyor. Yaşanan cinayetlerin münferit olmadığını vurgulayan kadınlar, İstanbul Sözleşmesine geri dönülmesini, sokaklarda güvenle gezmek istediklerini dile getiriyor.

BUCA BELEDİYESİ İŞÇİSİ KADINLAR BELEDİYE BİNASI ÖNÜNDE EYLEM YAPTI
Buca Belediyesi önünde toplanan kadın emekçiler, "Kadın cinayetleri politiktir", "Kadın, yaşam, özgürlük", "Yaşasın kadın dayanışması", "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz" sloganları atarak basın açıklaması ve oturma eylemi yaptı.

Basın açıklamasını okuyan Buca Belediyesi çalışanı Arzu Allahverdi, kadın cinayetlerine karşı öfkelerini haykırmak için toplandıklarını söyledi, "Bu cinayetler bireysel vakalar olarak görülse de ardında sistematik bir ihmalkarlık ve devlet eliyle desteklenen politikalar vardır. Kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerin bu denli artmasının başlıca sorumlusu bu iktidarın uyguladığı politikalardır" dedi.

'KADINLAR, ÇOCUKLAR KORUMASIZ BIRAKILMIŞTIR'
Her gün evde, işyerinde, sokakta kadınların vahşice katledildiğini, iktidarda bulunanların izlediğini ve bu duruma zemin hazırladıklarını vurgulayan Allahverdi, "İstanbul Sözleşmesini fesheden bir hükümetin kadınların yaşam hakkını savunmasını nasıl bekleyebiliriz? Bu fesih kadınlarının hayatlarının onlar için değerli olmadığının açık bir göstergesidir. Hükümet kadınları ve çocukları korumak yerine onları savunmasız bırakmayı seçmiştir. Yargı ve kolluk kuvvetleri ise bu suça ortak olmuş, failleri cezasız bırakarak cinayetlerin önünü açmıştır" diye konuştu.

'KADIN CİNAYETLERİ KADER DEĞİLDİR'
Kadın cinayetlerinin kader olmayıp, iktidarın kadın düşmanı politikalarının sonucu olduğunu vurgulayan Allahverdi, "Kadınları eve hapseden, toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı çıkan ve bizlere 'makbul kadın'ı dayatan bu zihniyet şiddeti körüklemektedir. Failler bu politikalardan cesaret almakta, yargının, polisin ve siyasetin kendilerine dokunmayacağını bildiklerinden daha da cüretkar davranmaktadır" dedi.

'ÖLÜM DÜZENİNE İSYAN EDİYORUZ'
Allahverdi sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu ülkenin kadınları hükümetin kayıtsızlığı ve düşmanca kadın politikaları yüzünden ölürken bizler korkmadan, susmadan ve bir adım geri adım atmadan burada olduğumuzu haykırıyoruz. Her bir kadının yaşam hakkını savunmak için bu ölüm düzenine karşı isyan ediyoruz, Biz kadınlar bu karanlığa teslim olmayacağız! Şiddetin, baskının ve cezasızlığın hüküm sürdüğü bir ülkede susmayacağız. Öldürülen her bir kadının hesabını soracağız ve bu ölüm düzenini yıkacağız! Kadın cinayetleri politiktir ve bu suça ortak olan herkesin karşısında dimdik duracağız."

Açıklamanın ardından belediye binası önünde oturma eylemi yapıldı. Eyleme belediye işçisi erkekler de katıldı.