29 Eylül 2024 Pazar

Beştaş: Test sayıları neden azaltıldı?

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Meclis'te yaptığı basın toplantısında, koronavirüsle ilgili son verilerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Test sayılarının azaltılmasına dikkat çeken Beştaş, "Yatay bir seyir izlediğine ilişkin söylemlere canı gönülden inanmak istiyoruz. Ancak Mart ayının ortasında Türkiye'de hayat askıya alınmışken çöken ekonomiyi kurtarmak için şimdiden gizli hazırlıklar yapılıyor" diye konuştu.

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Meclis'te basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Pandemi gündemine ilişkin konularla konuşmasına başlayan Beştaş, Sağlık Bakanı'nın "Büyük Türkiyem" söylemleriyle halkı oyalayanlar kervanına katıldığını belirterek, sürecin gizlilik içinde yürütüldüğü eleştirisi yaptı.

'TEST SAYISI GÜNDEN GÜNE AZALTILIYOR'
Son günlerdeki veri açıklamalarına dikkat çeken Beştaş, vaka sayısını düşük göstermek için test sayısının günden güne azaltıldığına vurgu yaptı. Beştaş şöyle konuştu:

"Bir kere neden günden güne yapılan testler azalıyor bunun cevabını hala bilmiyoruz, cevap derhal verilmelidir. Sayının daha az gösterilmesi için test sayılarında bir azalma söz konusu. Amaç diğer ülke oranlarını geçmek bunu anlıyoruz.  Ancak oransal olarak bakıldığından Türkiye, İran, Çin ve benzeri durumun daha vahim olduğu ülkeleri çoktan sayı olarak geçmiş ve maalesef ABD ile yarışır vaziyete gelmiştir. Bunu sadece paylaşılan resmi verilere bakarak söylemek mümkün, matematik ortada. Son günlerde yatay bir seyir izlediğine ilişkin söylemlere canı gönülden inanmak istiyoruz. Ancak ne yazık ki inanılacak gibi değil ve bu konuda çokça tartışmanın olduğuna da paylaşmak isterim. Mart ayının ortasında Türkiye'de hayat askıya alınmışken çöken ekonomiyi kurtarmak için şimdiden gizli hazırlıklar yapılıyor. Bu söylemler, hayatın normal akışına zemin hazırlamak için geliştirilen söylemlerden ötesi değildir aslında. Ekonomisiyle, eğitim ve sağlık sistemiyle, yargı sistemiyle zaten halka güven vermeyen iktidar, pandemi sırasında tamamen dengesini kaybetmiştir. Bozulan dengeyi bir nebze onarmak adına ise ise insanların ölümleri göze alınarak sosyal yaşam düzenlenecek AVM'ler açılacak. Peki sonra ne olacak?"

'İNSANLAR BİLE BİLE ÖLÜME TERK EDİLECEK'
"Ölümler ardı ardına gelirken daha önce de yaptıkları gibi ölüm nedenlerini açıklamayacaklar. Koronadan yaşamını yitirenlerin yakınları dışında "kimsenin ruhu duymasın, ölen ölsün kalan sağlar bizimdir" mantığı ile hareket ediyorlar çünkü. Onlar için bir canın ne kıymeti var ki? Yeter ki sermayedarların musluğu kesilmesin diye insanlar bile bile ölüme terk edilecek. AKP iktidarına buradan Ankara'dan bir kez daha sesleniyoruz; sermayenin değil halkın sağlığını düşünün, sermayenin cebini değil işsizlerin emekçilerin kesesini düşünün. Halk sağlığının her şeyden önemli olduğunu kavramanız gerekiyor.  Böyle bir zihniyete sahip değilseniz çekilin artık."

'TEK DERTLERİ OY VE ALGI'
AKP Milletvekili Ramazan Can'ın "Erdoğan'ın puanları artıyor" sözünü yeniden gündeme getiren Beştaş, "Tam anlamıyla siyasi aymazlık, halka karşı yapılan büyük bir saygısızlıktır" dedi. Dönemin başbakanı Davutoğlu'nun 10 Ekim Ankara Garı katliamından sonra benzer bir açıklama yaptığını hatırlatan Beştaş,  "Daha birkaç ay öncesinde, Elazığ depreminden de bunu biliyoruz. İnsanlar kurtarılmayı beklerken, kamuoyu algısı gayet iyi demişti yandaş valileri. İşte bu iktidarın tek derdi oy ve algı. Çaresizlik içindeki insanlar salgın açlık, yoksulluk, işsizlik bunların umurunda bile değil" dedi.

İktidarın maske dağıtmakta bile aciz durumda kaldığını söyleyen Beştaş, "Hükümet bu beceriksizliği örtmek için İsveç'e özel ambulans uçak gönderiyor ve günlerdir de bütün kanallarda yandaş medyada da bunun şovunu yapmaktan da bir nebze olsun ar etmiyorlar. Ayıptır diyoruz, gerçekten ayıptır" dedi. Beştaş, Sağlık Bakanlığı tarafından özel jetle getirilen Emrullah Gülüşken'in hem AKP üyesi hem de milyoner olduğu iddialarını dile getirdi.

'PANDEMİ İLE DEĞİL TOPLUMLA MÜCADELE EDEN İÇİŞLERİ BAKANI VAR'
Halkın dayanışma örneklerinin iktidar tarafından yasaklanmasına tepki gösteren Beştaş, "AKP iktidarı ne yaparsa yapsın toplumsal dayanışmayı, desteği ve toplumsal örgütlenmeyi engelleyemeyecektir" diye konuştu.

Sosyal medya operasyonlarını da gündemine alan Beştaş, "İçişleri Bakanlığı bu dönemde hiç boş durmuyor. Sosyal medyayı takibe almış durumda. Ve son verilere göre korona döneminde 6 bin 362 sosyal medya hesabının incelemede olduğunu, 855 şüphelinin tespit edildiğini ve  402 kişinin de gözaltına alındığını açıkladı. Pandemiyle değil toplumla mücadele eden bir iktidar, bir İçişleri Bakanı'yla karşı karşıyayız. Eleştirel twit atanı, muhalif yayın yapanı, sosyal medya paylaşımı yapanları etkisiz hale getirmek isteyen bu Bakanlığın amacı topluma gözdağı vermek, hakikatin sesini kesmek, kendi yalan propagandasına ve maaşlı yandaş troll ordusuna alan açmaktan başka hiçbir şey değildir" dedi.

'KADINLAR 'EVDE KAL'IN BEDELİNİ YAŞAMIYLA ÖDEMEYE DEVAM EDİYOR'
HDP Grup Başkan Vekili Meral Danış Beştaş, karantina günlerinde kadına yönelik şiddetin arttığına yeniden vurgu yaptı. Beştaş şöyle devam etti:

"Evler, kadınların en çok şiddete maruz kaldığı ve katledildiği alanlar. İktidar evde kalın çağrısı yaparken kadınlar için koruma sağlamaması sebebiyle kadınlar "evde kal"ın bedelini yaşamıyla ödemeye devam ediyor. Bu cezasızlık politikası da gün geçtikçe kadınların yaşamına mal oluyor maalesef. Ve infaz paketi bunun en son örneğini teşkil ediyor. Erkek şiddetine af yasası çıkaran bir iktidarla karşı karşıyayız. İnfaz yasası dedikleri af yasasından sonra, kadınların katledilmesinin sorumlusu iktidar partisidir. Bütün dünyada kadınlara yönelik tedbirler alınırken, eczanelerde alarm sisteminin kurulmasından sığınma evlerinin artırılmasına yönelik var olan tedbirler Türkiye'de uygulanmıyor. Bu yönüyle şunu da tekrar tekrar hatırlatmak isteriz; kayyım atadıkları belediyelere ilk yaptıkları iş kadın dayanışma merkezlerini ve kadınlara verilen hizmeti durduran bir iktidarla karşı karşıyayız. Bu da aile içi şiddete kadına yönelik şiddete açıkça davetiye çıkardıklarını gün gibi ortaya koymaktadır."

'HANGİ İNANÇTA MEZARLIKLARIN TAHRİP EDİLMESİ VARDIR?'
Kürdistan'da birçok ilde mezarlıkların tahrip edildiğini söyleyen Beştaş, "Yaygın medya bu meseleyi görmüyor, görmek istemiyor çünkü ağır bir sansür ile karşı karşıyayız" dedi. Konuyla ilgili konuşmasında Beştaş, "Şu anda Silvan'da Van'da ve daha birçok ilde mezarlıklar tahrip ediliyor, aileler tehdit ediliyor. Büyük bir suç işlenmeye devam ediliyor. Ben Ankara'dan, Meclis'ten sormak istiyorum: Hangi inançta, hangi hukuk sisteminde bunun yeri vardır? Hangi insanlık değerine sığar mezarlıkların tahrip edilmesi. Bu mezarlıklara yönelik tahrip ve saldırılar halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik suçu oluşturmaktadır. Ailelerin ilgili mekanizmaları işleteceğini ve suçluların ortaya çıkacağını belirtmek isterim. Ellerinizi mezarlıklardan çekin, saldırıları durdurun. Yaşayanlara dair saldırılarınız yetmiyormuş gibi toprağın altında bile yurttaşlarımızı rahat bırakmıyorsunuz" tepkisinde bulundu.

'MAFYAYI SERBEST BIRAKAN İKTİDAR, ÖLÜM ORUCUNDAKİLERİN SESİNİ DUYMADI'
Beştaş, ölüm oruçlarında yaşamını yitiren Mustafa Koçak ve Helin Bölek'i hatırlattı. Beştaş, "Mafyayı, Alaattin Çakıcı'yı serbest bırakan iktidar, Helin Bölek ve Mustafa Koçak'ın sesini  duymadı. Karşımızda bir duvar var. Taştan bir duvar var ve bunu aşamadık. İki insan gözlerini yaşama yumdu ve şimdi İbrahim Gökçek hala ölüm orucunda. Bu çığlığa kulak verilmesini istiyoruz. İktidar, Grup Yorum üyelerine yapılan haksızlık ve zulüm karşısında susmayı tercih ediyor. Sadece susmuyor ölüme terk ediyor. Ama bu devran değişecek. Biz İbrahim Gökçek'in yaşaması için, sanatını icra etmesi için iktidarın gerekli kararı alması gerektiğini bir kez daha ifade ediyoruz" dedi.

Beştaş ayrıca 115 gündür kayıp olan Gülistan Doku'ya ait olan videonun bir an önce çözülmesini istedi.