27 Eylül 2024 Cuma

Asya Meryem Behrengi yazdı | Kavganın her yanında her anında

O daha ilk gün kendisini tanıtırken "Ne istiyorsun" sorusuna su gibi berrak bir cevap vermişti: "Ben partinin komutanlarından birisi olacağım." Bu cevap sıradan bir isteğin ifadesi değildi. Sonrasında yer aldığı tüm çalışmalarda, katıldığı tüm eğitimlerde odaklanacağı hedefi gösteriyordu. Tereddüt etmeden, sesi titremeden, heyecanın, merakın ya da en ufak bir acabanın esamesi okunmadan dupduru söylemişti bunu. Aynı sadelikte yürüdü ve kızıl komutanlardan birini yarattı kendinde.

Faşist Türk devletinin saldırısında şehit düşen Firat Newal (Özgür Namoğlu) yoldaş genç komünistler için bir yeni insan prototipidir. Her devrimci nesnel koşulları içerisinde farklı nitelikler kazanan belirli dönemleri taşır hayatında. Firat Newal yoldaş da ailesi içerisinde partiyle tanıştığı zamanlardan gençlik neferi olarak yol aldığı komsomol yıllarına ve genç bir komutan olarak yıldızlaştığı Rojava Devrimi sahalarına kadar birbirinden farklı dönemlerde devrimciliğini daima ileriye taşıyacak adımlar atmıştır. Kendisiyle mücadelede ısrar, değişip dönüşmede kararlılık onun yeni insan olma yolundaki adımlarını büyütmüştür. Değişiminin en hızlı görüldüğü sahalar Medya Savunma Alanları ve Rojava Devrimi toprakları olmuştur. Bu süreçlerini bazı yanlarıyla anlatabilmek düşmana inat onları yaşatmak olacaktır.

İsminin neden Firat Newal olduğunu anlatmakla başlamalıyım. Firat Amed ve Newal Farqin Rojava devrimde ölümsüzleşen iki PKK gerillası genç komutandır. İki arkadaş da sabotaj alanında uzmanlaşmıştı, savaşın en yoğun zamanlarında cephelerde fedaice savaşmışlardı. Yetiştirdikleri savaşçılar arasında MLKP militanları da vardı ve birçok MLKP savaşçısı iki komutanla aynı siperlerde dövüşerek devrimi savunmuştu. Özgür, Medya Savunma Alanlarına ulaştığında her iki savaşçı henüz şehit düşmüşlerdi ve sadece yurtsever savaşçılara değil komünist öncünün genç militanlarına da sevgi ve minnet dolu anılar bırakmışlardı. Özgür'ün katılacağı eğitim devresinde yolları Rojava devriminden geçen yoldaşlarının aklında partiye katılacak ilk yoldaşlarına bu isimlerden birini vermek vardı. Gelen yoldaş kadın olursa Newal erkek olursa Firat ismini önereceklerdi. Özgür iki savaşçının yoldaşlarında bıraktığı güzel izleri fark edince tereddüt etmeden ismini Firat Newal olarak belirledi. Bu onun devrimin değerleriyle kurduğu ilişki kadar yoldaşlık bağlarına verdiği öneminde göstergesiydi. Daha sonra pek çok kez PKK savaşçılarıyla omuz omuza savaştı, eğitimlerden geçti, çalışmalarda yer aldı. Bu süreçlerde kurduğu derin yoldaşlık bağlarıyla dar grupçuluğa meydan okudu. Mütevazilik onda büyük bir erdeme dönüşmüştü, siper yoldaşlarına da isminin hikayesini anlatmayı tercih etmezdi. Ama onun bu davranışı mayasında birlik olan bir partinin, MLKP'nin militanı olduğunu kanıtlıyordu.

Özgür alanlara adım atar atmaz istediği şeylerden birisi elinin fiziki durumunun ilişkileri etkilemesi oldu. Sağlık durumunu açıkladığı sırada bir kadın yoldaşın parmaklarını uzatması ve "Ne var yani benim de parmaklarım senin kadar ince, beni görsen silah kullanamayacağımı mı düşünürdün" demesi onu derinden etkilemişti. Uzun yıllar bu anı unutamadığından bahsetmiş ve durumla yüzleşmesindeki etkiyi anlatmıştı. Kolunun özel durumunun yönetimi tamamen Firat yoldaşa bırakıldı. Neyi ne kadar yapabileceğine kendisi karar verirken bir kere bile kolaya kaçmadı, tembellik etmedi. Ne sporundan geri durdu, ne ağır fiziksel işlerden sakındı. Daha ilk eğitimlerde en hızlı silah açıp kapayan, en iyi nişan alan o oldu. Geçen zaman içinde özgüveni arttı. Öyle ki şehit düştükten sonra parti açıklamalarında ya da anlatılarda kolundan bu kadar bahsedilmesi uzun yıllardır beraber kaldığı yoldaşlarını bile şaşırttı. Herkes o kadar alışmıştı ki duruma bunun mevzu bahis olması bile başta bir garip geldi. Unutulmuş, eskide kalmış bir ayrıntı, bir teferruattı sanki kolunun özel durumu. Firat yoldaş bunu emeğiyle başardı. Disiplinli, düzenli çalışmayı bir an bile bırakmadan yaptı. Yorulmuştu bazen, ama yılmadı, kızdı elbette ama küsmedi. Çünkü o daha ilk gün kendisini tanıtırken "Ne istiyorsun" sorusuna su gibi berrak bir cevap vermişti: "Ben partinin komutanlarından birisi olacağım."

Bu cevap sıradan bir isteğin ifadesi değildi. Sonrasında yer aldığı tüm çalışmalarda, katıldığı tüm eğitimlerde odaklanacağı hedefi gösteriyordu. Tereddüt etmeden, sesi titremeden, heyecanın merakın ya da en ufak bir acabanın esamesi okunmadan dupduru söylemişti bunu. Aynı sadelikte yürüdü ve kızıl komutanlardan birini yarattı kendinde.

Komutanlaşma sürecinde, özellikle eğitim komutanlarından birisiyken kendisiyle en fazla çarpıştığı zamanları yaşadı. Rojava'dan önceki zamanlarından kalan fazla tedbirli hali tüm yoldaşlarıyla kaygısızca ilişki kurmada, özgürce paylaşım yapmasında engel oldu başlarda. Bunlarla çarpışırken en büyük deneyimlerini Baran Serhat'ın öncülüğünde yaşadı. Yoldaşların bazı ideolojik konu başlıklarında geriye düştükleri birkaç pratikte duruma yeteri kadar müdahale etmediği, daha güçlü tartışmadığı için yanlışa düşen yoldaşlardan daha fazla eleştirilmişti Firat yoldaş. Baran Serhat yoldaş partiyi çizgi dışı şeylere sürüklemeye çalışanlar olduğunda da, düşmanın görünen görünmeyen tüm saldırılarına karşı direnmede de uyanık olmamız konusunda uyarılarda bulunmuş ve eleştirisini Firat yoldaşa, "Sürükleyen mi olacaksın sürüklenen mi" diye yöneltmişti. Bu eleştiri onu derinden etkiledi. Günlerce haftalarca düşündü, okudu tartıştı. Kendisine emek harcadı, değişim için çabaladı. Ve şehit düştüğü zamanlarda artık herhangi bir çözümsüzlükte, duyguların devrimcilikten uzaklaştığı, düşüncelerin sınıf mücadelesi ekseninden kaydığı durumlarda, "Firat bir konuşsun…" diyeceğimiz kadar yoldaşları üzerinde etki bırakacak, onları parti çizgisinde hareket etmeye, devrimci duygularla donanmaya korkusuzca çağıracak ve sürükleyecek bir komutan olmuştu.

O meselelere tarihsel gereklikten kopuk yaklaşmadı. Her tartışmasında devrim ve sosyalizm deneylerinin gücüne yaslandı. Ezilenlerin kızıl önderi Lenin en büyük ışık kaynağıydı. Bolşevik tarihi salt bir tarih okuması değildi onun için, dönem dönem, yıl yıl analiz etti ve güncel bağını kurarak örneklendirdi fikirlerini. Onun karşısında bencillikten beslenen, küçükburjuva zaafların etkisinde olan hiçbir tartışma ilerleyemedi. Bunlarla mücadele ederken yoldaşlarında asla "Beni anlamıyor" düşüncesini doğurmadı, bunun duygusunu yaratmadı. Bu konuda çok daha hızlı gelişebilir, çok daha fazla öne çıkabilirdi. Özellikle son yıllardaki atılımına bakınca bazı çalışmalardan miras kalan 'temkinlilik' halinin bizden çaldığı Firat için daha fazla hayıflanıyor insan. Bilgiyi gerçek bir erdem gibi kullanmayı öğreniyor, kendini bu konuda her gün biraz daha fazla geliştiriyordu.

Kadın özgürlük mücadelesi konularına sınırlı yaklaşımı özellikle bu konulardaki teorik ve düşünsel emekte yoksunluğu doğuruyordu. Bir eğitim komutanı olarak en ileri pratiği sergilemek, özellikle kadın özgürlük mücadelesi konusunda en sert çarpışmalara önce kendisinde girerek örnek olmak zorundaydı. Tıpkı bir mevzide savaşan askerlerin korkusuzca savaşan bir komutan görme isteği gibi eğitimlerinden sorumlu olduğu zaman diliminde yoldaşlarının bu konulardaki çarpışmalarında da en özeleştirel pratikler ondan beklendi. Bu konuda değişimin zorunluluğu ile yüzleşme cesaretini kaybetmedi. Onu duruma müdahalenin en devrimci biçimlerini uygularken gördük. Erkek yoldaşları toplayıp kadın teorik yazınını okudu, okuma programlarına doğrudan müdahale etti, eğitim planlamalarını buna göre değiştirdi. 8 Mart, 25 Kasım, 19 Temmuz gibi kadın özgürlük mücadelesinin temel günlerinde erkek yoldaşların emek harcamasında örnek oldu. Sadece kutlama anlarında değil öncesinden itibaren bir süreç olarak bu günlerin anlamının kavranmasında öncülük etti. Her yıl mutlaka eğlencenin tüm hazırlıklarını örgütlemede, sürprizler hazırlamada, bugünlerin 'sıradan' olmadığını erkek yoldaşların gündemine getirmede rol alarak yoldaşlığın güzel duygusuyla buluşturdu bizi. Tüm süreci içinde kadın kadroların gelişimde rol alması, işin mutfağından sıyrılıp teorik ve askeri alanda gelişimlerinin örgütlenmesi konusunda komünist bir komutan olarak sorumluluklarının bilincini görünür şekilde arttırdı. Öyle ki şehadetinin ön günlerinde bir kadın yoldaşın gelişimini hızlandıracak adımlar konusunda erkek bir yoldaş olarak yapması gerekenleri saatlerce tartışmış bu konuda pratik adımlar önererek 'elini taşın koymada' çekinmemişti.

Firat yoldaş derin yoldaşlık sevgisini tüm yoldaşlarına aynı düzeyde göstermede çok zorlanmıştı. Zamanla çabasıyla sevgisini ilgisini göstermeyi de yoldaşlarına verdiği emeği örgütlemeyi de öğrendi. Artık sadece yetmezliklere yanlışları sorunlaştırmıyor, bunlara müdahale etmede kendi yol ve yöntemleri üzerine düşünüyordu. "Nasıl böyle olur" diye sitem etmiyor "Nasıl değiştireceğiz" diye daha net irade koyuyordu. Çünkü Firat yoldaş karşısına çıkan olumlu ya da olumsuz tüm örneklerin sadece anla ilgili olmadığını düşünüyor tarihsel bağını ve gelecekle ilgili rolünü biliyordu.

Partinin genç komutanlarından birisiydi ve güçlü yetenekleriyle geleceğin önderlerinden olduğunun farkındaydı. Biriktirdiği nitelikleri devrim mücadelesine aktarma, partinin gelişiminde bu temelde rol oynama konusunda örnek gösterilecek bir cürete sahipti. Sürekli bir araştırma ve kendini geliştirme disiplini vardı. "Yaydaki gerilme okun daha ileriye sıçraması içindir" derdi Baran Serhat. Firat Newal yoldaş, Baran Serhat fideliğinin yetiştirdiği komünistlerden birisi olarak yayının en gergin olduğu zamanları yaşıyordu. Bu nedenle düşman tarafından hedef alınması da, böylesine kinle saldırıya uğraması da şaşırtıcı değildir. Faşist Erdoğan rejimi iktidarını temelden sarsacak ayaklanmaları komuta edecek kadroların yapabileceklerini çok iyi biliyor. Firat Newal'in devrimciliğindeki mayanın sağlamlığını biliyor. Bildiği ve uykularını kaçıran bir başka gerçek ise bedensel bir yok olmanın devrimcileri asla tüketemeyeceğidir.

Firat Newal kızıl bir komutan olarak yeni savaşçıların yetişmesinde görev aldı. Tanıştığı, beraber çalıştığı herkeste derin yoldaşlık sevgisinin izlerini bıraktı. Düşmanın tekniğini boşa çıkaracak çalışmalara imza attı. Fikirleri ile partinin gelişimini besledi. Firat Newal partinin çocuğu olarak doğdu ve MLKP'nin kızıl komutanlarından birisi olarak ölümsüzleşti. Yani asla yok edilemeyecek, alt edilemeyecek, silinemeyecek bir konuma ulaştı. O şimdi kavganın her yanında, her anında.