27 Eylül 2024 Cuma

Antakya'ya yardım değil paramiliter güçler, korucular ve askerler yığıldı

Üzerinden günler geçmesine rağmen Antakya'da depremden etkilenen halkın ihtiyaçları karşılanmazken, kente askerler yığıldı. Askeri kamuflajların dağıtıldığı paramiliter güçler ve korucular gazetecilere saldırıyor, görüntü almasını da engelliyor.

Onbinlerce insanın hayatını kaybettiği, kentlerin adeta yerle bir olduğu depremin 8. günü. Günler geçmesine rağmen soğuk havada, sokakta kalmak zorunda kalan halkın ihtiyaçları karşılanmıyor. Enkaz altında kalan ve kurtarılmaya bekleyenler için ise gerekli arama-kurtarma çalışmaları hala yapılmıyor. Depremlerden en çok etkilenen kentlerden Antakya'da halkın yardım çağrılarına devlet ve AFAD'tan yanıt verilmezken kente asker yığıldı. Kentte hiçbir noktada polis görülmezken neredeyse her köşe başında askeri birlikler var. Hatta kentin araç trafiğinin yoğun olduğu yerlerde ise trafik kontrolünü bile askerler yapıyor.

Yeni Yaşam'dan Selman Çiçek'in haberine göre, askeri birliklerin kentte sayıca fazla olması halkta tedirginliğe neden olurken, Kürdistan'dan da çok sayıda korucu getirildi. Kentin birçok noktasında uzun sakallı, askeri kıyafetli insanlar dolaşıyor. DAİŞ çetelerine benzeyen bu kişilerin neden kentte getirildiği ve kim olduğu da bilinmiyor. Türkiye'de askeri birliklerin genelde sakalsız olma zorunluluğu bilindiği için bu güçlerin daha çok paramiliter güçler olduğu tahmin ediliyor. Yine kendilerine "gönüllü" ekip diyen bir takım insanlara askeri kamuflaj dağıtılmış durumda. Bu kamuflajların neden, ne amaçla dağıtıldığını kimse bilmiyor. Öte yandan kentte bulunan bu askeri birliklere hiçbir şekilde soru soramıyorsun, yanlarında görüntü ve fotoğraf çekemiyorsun. Gazetecileri gördükleri her yerde müdahale edip görüntü almasını engelliyorlar.

Kentte son günlerde bilinçli bir şekilde yağma ve talan haberleri yayılıyor. Fakat görüşülen kişiler, böyle bir olayla karşılaşmadıklarını ifade ediyorlar. Bugüne kadar 250 bin kişinin göç ettiği kentte, Çiçek'in görüştüğü birçok insan, bu haberlerin bilinçli olarak yayıldığını, halkın korku ile kentten göçe zorladığına söyleniyor. Bu tür yağma ve talan haberleri ile provokasyon yaparak kenti insansızlaştırarak gerçeği gizlemeye çalışıldığı düşünülüyor. Durumun çok ciddi olduğu kentte depremde yaşamını yitirenlerin sayısının 50 bini geçeceği tahmin ediliyor. Öte yandan kentte birçok işyerinin camlarının kırık olmasını rağmen depremin üzerinden geçen bir haftaya rağmen halkın dükkanlara hiçbir şekilde dokunmadığı görülüyor.

OHAL'in ilan edilmesinden hemen sonra ile  kentte sadece yağma provokasyonları değil, askerlerinde birçok provokasyonu oluyor. 11 Şubat günü İskenderun'da depremzedeler için dayanışma yardımlarının geldiği İskenderun Cemevine gelen askerler, kapı önünde giriş çıkışları kontrol etmek istedi. Cemevi yetkililerin askerlere tepki göstermesi ile askerler bölgeden çekildi. Yine depremin yıktığı bazı mahallerle giriş çıkışları kontrol etmeye başlayan askerler, dayanışma için gelen insanları mahallelere girişlerine izin vermiyor.

Depremzedeleri ziyaret eden HDP'lilerden önce ortada olmayan polis, HDP'nin ziyareti öncesi bölgeye gitmesi, orada ve kimliği belirsiz bir grup tarafından ortamın provoke edilmek istenmesi, HDP'lilerin sağduyusu sayesinde provokasyon boşa çıkarıldı. Öte yandan yardım amaçlı Antakya'da Asi nehri ve etrafında dayanışma çadırları kuran devrimci demokrat gruplar sık sık rahatsız ediliyor. Dayanışma için gelen gönüllüler kısa bir sürede devletin buraya müdahale edeceğini düşünüyor.