29 Eylül 2024 Pazar

Ankara Katliamı faili İlhami Bali'nin hastane kayıtları silindi mi?

Hem Suruç Katliamı hem de 10 Ekim Gar Katliamının faili İlhami Bali'nin Cihanbeyli Devlet Hastanesi'nde tedavi gördüğü Ulusal Sağlık Sistemi kayıtlarına yansımasına rağmen mahkemeye hastane kayıtlarına rastlanmadığı yönünde bilgi verildi. 

Ankara'da DAİŞ'in gerçekleştirdiği katliamın 7'nci yılında dava dosyasında yeni bir gelişme yaşandı. Suruç İçin Adalet Platformu, tarafından paylaşılan bilgide "10 Ekim Ankara Gar Katliamının yıldönümünde, Suruç Katliamı dava dosyası ve Ankara Katliamı ortak faili ve dava dosyasına dair yeni bir gelişmeyi paylaşıyoruz" denildi.

Hem 10 Ekim Gar Katliamı hem de Suruç Katliamı faillerinden İlhami Bali'ye dair yeni bir gelişme olduğu belirtilen açıklamada, Suruç dava dosyasına Bali ile ilgili çelişkili bilgiler geldiği vurgulandı. Urfa İl Sağlık Müdürlüğü, Ulusal Sağlık Sistemi kayıtlarına göre İlhami Balı'nın 2016 yılında Cihanbeyli Devlet Hastanesi Dahiliye Yoğun Bakım Servisinde tedavi gördüğü şeklinde bilgi verirken, aynı bilgisayar otomasyon sisteminin kullanıldığı Cihanbeyli Devlet Hastanesi bu bilgileri inkar etti. Cihanbeyli Devlet Hastanesi'nde dava dosyasına gönderilen yazı da "2016 yılında hastanelerinde tedavi görmediği" ifadeleri yer aldı.

Sağlık Bakanlığı'nın aynı bilgisayar sistemine bağlı iki hastanesinden farklı yanıtlar gelmesi ise katliamın nasıl göz göre göre yapıldığını bir kez daha ortaya çıkardı.

Suruç için Adalet Platformu tarafından yapılan açıklamada, şu ifadeler yer aldı: "Ülkede yaşanan en büyük kitle katliamlarından biri olan 10 Ekim Ankara katliamının üzerinden tam 7 yıl geçti. Bu yedi yılda bir yandan katliamlarla ilgili davalar devam ederken, öte yandan kamuoyunda 2015 yılında yaşanan katliamlar zinciri çok tartışıldı, tartışılmaya devam ediyor.

SURUÇ SORUŞTURULSAYDI 10 EKİM OLMAZDI
"Oysa yargılamaları takip edenlerin de en başından beri söylediği gibi talepler dikkate alınarak katliam faillerinin birbirleriyle bağlantılı olduğu açık olan Diyarbakır katliamı doğru düzgün soruşturularak, failleri ortaya çıkarılmış olsaydı Suruç katliamı, Suruç soruşturması geçekten hak ettiği şekilde yapılsa 10 Ekim Ankara katliamı yaşanmayacaktı. Buna rağmen katliam davalarında tüm taleplere rağmen delillerin büyük bir kısmı toplanmazken, dosyaya gelmesi gereken en önemli delillerin de mahkemelerden ve kamuoyundan gizlendiği ya da yok edildiği görüldü.

SAĞLIK BAKANLIĞI ÇELİŞKİLERİ AÇIKLASIN
"Yargılama süreçlerinde ne zaman kritik bir delile ulaşılmaya çalışılsa bir şekilde tuhaflıklarla karşılaşıldı. Daha önceki açıklamalarımızdan hatırlanacağı üzere Suruç katliamı dava dosyasında kamera kayıtlarının bir kısmının silindiği anlaşılmıştı. Şimdi ise firari sanıklardan İlhami Balı'nın 2016 yılında arandığı dönemde tedavi gördüğüne ilişkin hastane kayıtlarıyla ilgili dosyaya çelişkili bilgiler geliyor. İkisi de Sağlık Bakanlığı'na bağlı kurumlardan Şanlıurfa İl Sağlık Müdürlüğü, Ulusal Sağlık Sistemi kayıtlarına göre İlhami Balı'nın 2016 yılında Cihanbeyli Devlet Hastanesi Dahiliye Yoğun Bakım Servisinde tedavi gördüğü şeklinde bilgi verirken, aynı bilgisayar otomasyon sisteminin kullanıldığı Cihanbeyli Devlet Hastanesi bu bilgileri inkar ederek, İlhami Balı'nın 2016 yılında hastanelerinde tedavi görmediği şeklinde bilgi veriyor. Yani ortada bir tuhaf çelişki olduğu açık. Sağlık Bakanlığı'nın aynı bilgisayar sisteminden alınan bu bilgiler arasındaki çelişkinin ne anlama geldiği derhal açıklanmalı, sorumlular tespit edilmelidir. Sağlık Bakanlığı'nı bu tuhaflığa derhal bir açıklama getirmeye çağırıyoruz.

10 GÜN ÖNCE BOMBA İHBARI YAPILAN FAİL HATIRLATILDI
"Hatırlanacağı üzere aynı tuhaf çelişkiler, 10 Ekim Ankara katliamı dava dosyasında da yaşanmış olup, katliamdan 10 gün önce bomba malzemesi aldığı ihbar edilen katliam faillerine dokunulmadığı ve buna dair ihbar evrakının mahkemeden saklandığı yargılama başladıktan 4 yıl sonra tesadüfen ortaya çıkmıştı.

DOSYALARIN KAPATILMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ
"Yargılama süreçlerinde karşılaştığımız bu sorunların tesadüf olmadığını ve nedenlerinin ne olabileceğini ülke tarihini ve benzer dosyaları takip eden bizler ve kamuoyu bilmekteyiz. Bütün bu tuhaflıklar esasen katliam faillerinin ve özellikle katliamlara göz yuman, yol veren, azmettiren kamu görevlilerinin suçlarını örtbas etmeye çalışmalarından kaynaklanmaktadır. Ancak bizler katliam davalarının takipçileri olarak tuhaf çelişkiler ile kurulmaya çalışılan bu düzen ile dosyaların kapatılmaya çalışmasına izin vermeyeceğiz. Tüm bu gerçek failleri gizleme çabalarına rağmen bir kez daha hatırlatıyoruz ki, tüm sorumlular hesap vermeden katliam dosyalarının kapatılmasına izin vermeyeceğiz. Çünkü biliyoruz ki, 2015 yılı haziran ve kasım ayları arasında yaşananlar ve katliamlar zincirinin failleri tam olarak ortaya çıkarılmadan, ülkede yeni katliamların ve katliamlara yol açan siyasi iklimin önlenemeyeceğini açıktır.

"Nitekim gerçek failler ortaya çıkarılmadığı için 2015 yılındaki katliamları yaratanlar, bugün hala aynı süreçleri devam ettirmeye çalışıyorlar. Bu nedenle 10 Ekim katliamında hayatını kaybedenleri saygıyla anarken, bütün kamuoyunu da katliam davalarını takip etmeye, tüm katliamların faillerinin ortaya çıkarılması mücadelemize destek vermeye çağırıyoruz."