27 Eylül 2024 Cuma

18 gündür haber alınamayan Mehmet Bal nerede?

Kendisinden 18 gündür haber alınamayan Mehmet Bal'ın akıbetine ilişkin devlet yetkililerin umursamaz ve alaycı davrandığını kaydeden oğlu Nihat Bal, bugünün teknolojisiyle devletin istediği an babasını bulabileceğini söyledi. HDP Milletvekili Beştaş ise savcının "dağa gitmiştir" yaklaşımının faillere işaret ettiğini vurguladı ve "Kürtler kaybolmaz, kaybettirilir" dedi.

Silivri Hapishanesi'ndeki oğlunu ziyaret etmek için Batman'dan İstanbul'a gelen ve aynı gün akrabalarıyla görüştükten sonra 18 gündür kendisinden haber alınamayan Mehmet Bal'ın ailesi İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nde basın toplantısı düzenledi.

"Mehmet Bal nerede?" şiarıyla düzenlenen açıklamaya HDP Milletvekilleri Meral Danış Beştaş ve Musa Piroğlu ile CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Batman Dernekleri Federasyonu (BADEF), HDP İl Eşbaşkanları Elif Bulut ve Erdal Avcı, Doğu Güneydoğu Dernekleri Platformu, Muş Dernekleri Federasyonu, Bekiran Derneği, Bekiran Gençlik Derneği, HDP Güngören İlçe Örgütü, İHD Gözaltında Kayıplar Komisyonu üyeleri katıldı.

YURTSEVER: KAYIP OLAN KİŞİNİN AKIBETİNİ SORUMLULUĞU DEVLETE AİTTİR
İlk olarak İHD adına söz alan Leman Yurtsever, kayıp olan kişinin akıbetinin sorumluluğunun devlete ait olduğunu kaydetti. Yurtsever, "Devlet istese sinyal takibiyle, MOBESE kayıtlarını inceleyerek Memmet Bal'ın akıbetine ulaşabilir. Ama yapmıyor, ciddiyetsiz bir tavır içinde. Biz İHD olarak İçişleri Bakanlığı'na, Adalet Bakanlığı'na başvuru yaptık cevap bekliyoruz. Af Örgütü'ne acil eylem çağrısı yaptık. Bu konuda savcıları, yetkilieri göreve çağırıyoruz. Yoksa Mehmet Bal'ın herhangi bir kurum ya da kuruluş tarafından gözaltında alındığı akıllara gelmeye başladı" diye konuştu. Yurtsever, hastane kayıtlarının incelenmesi başvurusunda bulunduklarını da ifade etti.

BAL: DÖRT GÖZLE HABER BEKLİYORUZ YETKİLİLERDEN
Mehmet Bal'ın oğlu Nihat Bal, en büyük sıkıntının babasıyla ilgili herhangi bir bilgi alamamaları olduğunu kaydetti. Yetkililerin umursamaz ve aşağılayıcı bir tavır sergilediklerini söyleyen Bal, babasını sorduğu savcının, "neden gözaltına alınsın ki, dağa çıkmıştır" dediğini aktardı. Bal, "Bugünkü teknolojiyle babam çok kısa sürede bulunabilir. Sürekli telefonu elinde, asla kapatmayan biri. En kör noktada bile MOBESE kaydına ulaşılabilir. Yetkililerden dört gözle haber bekliyoruz. Umarım kısa zamanda açıklama yapılır" dedi.

TANRIKULU: DAĞA GİDECEK OLSA NEDEN BATMAN'DAN İSTANBUL'A GELSİN
Zorla kaybedilmeye karşı bir refleks olarak kişilerin birbirine haber verdiğini söyleyen CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, yıllar önce zorla kaybedilen Necati Aydın dosyasını hatırattı. Tarıkulu, Diyarbakır Barosu Genel Sekreteri olduğu dönemde Necati Aydın'ın Diyarbakır DGM'den serbest bırakıldıktan sonra bir daha kendinden haber alınamadığı ve Cumhuriyet Savcısıyla görüşmeye gittiğini, savcının kendisine 'dağa gitmiş olamaz mı' dediğini aktardı. Olayın üzerinden çeyrek yüzyıl geçtiğini ve hala aynı mantığın sürdüğünü dile getiren Tanrıkulu, "60 yaşında adam Batman'dan İstanbul'a gelmiş. Dağa gidecek olsa niye İstanbul'a gelsin. Yargının bu refleksi malesef değişmiyor. Akıbetinden sonuç itibarıyla devlet, hükümet, güvenlik güçleri sorumludur. AİHM'de Türkiye etkin soruşturma yapmama yönünden mahkum edilmiştir" diye konuştu. Yetkilileri etkin bir soruşturma yapmaya, Mehmet Bal'ın akıbeti hakında da derhal kamuoyuna bilgilendirici bir açıklama yapmaya çağıran Tanrıkılu, şöyle devam etti: "Davanın takipçisi olmaya devam edeceğiz. Bu tür olaylarda en önemli şey ısrarlı takiptir." Gülistan Doku, Keldani Şimoni ve Hürmüz Diril'den de hala haber alınamadığını söyleyen Tanrıkulu, hükümetten derhal açıklama yapmasını istedi.

BEŞTAŞ: KÜRTLER KAYBOLMAZ, KAYBETTİRİLİRLER
90'lı yıllardan bu yana kayıplar, faili meçhul cinayetler konusunda hafızalarının acı deneyimlerle dolu olduğunu kaydeden HDP Milletvekili Meral Danış Beştaş, Necati Aydın ve Mehmet Bal örneğinde olduğu gibi savcının "dağa gitmiştir" sözüne ilişkin, "Bu ülkede Kürtler ne yaşamda ne ölümde ne kayıpta ne cinayette ne de definde eşit değil. Bunun özeti bu. Kürtler kaybolmaz, kaybettirilirler. Bu çok acı deneyimlerle önümüzde duruyor. 90'lı yıllar tarihi on binlerce cinayetle, hala faili bulunamayan, gizlenen katliamlarla dolu. Umarım Mehmet Bal yenisi olarak bu tarihe eklenmez" dedi.

'HÜKÜMET ESKİDEN MEDET UMUYOR'
Kürt halkının zorla kaybettirme riskine karşı muhakkak birilerine haber verme kültürünün olduğunun altını çizen Beştaş, "Savcının bu yaklaşımı aslında faillere de işaret ediyor. Savcı böyle bir cürette nasıl bulunur, kim ki. Onun görevi bunu araştırmak, soruşturmak ve izini sürmektir. Istanbul, Dersim, Dyarbakır ya da İzmir'de bir insan asla kaybolmaz; kaçırılsa, kaybettirilse bile ucu başka yerlere dokunmuyorsa rahatlıkla bulunabilir. Binlerce dava dosyasından ve tarihsel arka plandan bunu biliyoruz. Davutoğlu ilk Toroslora atıf yapmıştı galiba bu konuda hükümet eskiden medet umuyor. AKP, 90'lı yılardaki taktikleri devreye sokuyor. Biz bunun peşini kesinlikle bırakmayacağız, Mehmet Bal da Gülistan Doku da Simoni çifti de umarım yeni kayıplar olmaz. Kamuoyuna çağrımız peşini bırakmayalım. Içişleri Bakanlığı'nın görevi kendi alanında çalışmaktır. Mehmet Bal'ı bulmazsanız sorumlu sizsiniz. Bir devlet kendi sınırları içinde hala kayıp olduğunu iddia edilen insanlar varsa bunun hesabını vermek zorundadır" diye konuştu.

OCAK: DEVLETİ ÜÇ MAYMUNU OYNUYOR
Gözaltında kaybedilen Hasan Ocak'ın ağabeyi Ali Ocak ise yaptığı konuşmada, "Yeri geldiğinde bize nara atıp Fırat'ın kıyısındakinden bile sorumlu olduğunu söyleyen yetkililere soruyoruz; İstanbul'un göbeğinde kaybolan Mehmet Bal'a ne oldu? Her türlü teknoloji ellerinin altında istedikleri anda bir karıncanın bile izini sürebilecek durumda. Bu üç maymunu oynamaları bizde yeni bir suçun işleneceğine dair kuşku uyandırıyor. 25 yıldır suçlulara suçlarını anlatıyoruz, bunu anlatmak istemiyoruz. Mehmet Bal'a ne olduğu ülke yöneticilerinin halka, ailesine hesap vermesini istiyorum" diye kaydetti.

Doğu Güneydoğu Dernekleri Federasyonu Başkanı Abdulhakim Daş da Mehmet Bal hakkında gerek emniyet, gerek savcılık ve devletin tüm yetkili kurumların derhal açıklama yapmasını istedi. Daş, bugüne kadar bir açıklama yapılmamasına tepki gösterdi.