23 Kasım 2024 Cumartesi

13 Ekim'de Diyarbakır'da düzenlenecek 'özgürlük' mitingine 2 kentten çağrı

Diyarbakır ve İstanbul'da düzenlenen basın toplantılarıyla, Öcalan üzerindeki tecridin kalkması ve Kürt sorununda demokratik çözüm talepleriyle 13 Ekim'de Diyarbakır'da düzenlenecek mitinge çağrı yapıldı.

"Abdullah Öcalan'a özgürlük, Kürt sorununa çözüm" kampanyası kapsamında 13 Ekim'de Diyarbakır'da düzenlenecek mitinge ilişkin Diyarbakır ve İstanbul'da basın toplantısı düzenlendi.

DİYARBAKIR
Demokratik Kurumlar Platformu, Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti'nde (GGC) yaptığı açıklamayla, "Abdullah Öcalan'a özgürlük, Kürt sorununa çözüm" kampanyasına yeni bir aşama kazandırdıklarını açıkladı. Platformun "Komploya karşı direniyoruz, özgürlük için Amed'de buluşuyoruz" başlıklı açıklamasına göre, 13 Ekim'e kadar devam edecek eylem ve etkinliklerin finali Diyarbakır'da olacak. Açıklamaya Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır'ın yanı sıra platformda yer alan kurumların temsilcileri katıldı.

Açıklamanın Türkçesini DBP PM üyesi Elif Turan, Kürtçesini ise Ma Music'ten Ferhat Ertaş okudu.

İSTANBUL
Beyoğlu'nda bulunan Taksim Hill Otel'de Demokratik Kurumlar Platformu tarafından düzenlenen basın toplantısına çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcisi katıldı. Açıklamanın Türkçesini Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MATUHAY-DER) Eşbaşkanı Dilek Sönmez Demir, Kürtçesini ise DBP Marmara Eşsözcüsü Mevlüt Aykoç okudu.

Açıklamanın ardından söz alan Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü Cengiz Çiçek, "Bu kampanyanın odağı 26'ncı yılına doğru gidilen 9 Ekim komplosu olacak" dedi. Komplo ve darbeler sisteminin ülkede kalıcı hale getirilmek istendiğini kaydeden Çiçek, "12 Eylül ve 9 Ekim rejimi bugün itibariyle Türkiye ve Kürdistan'ın ezilen halklarına dönük kalıcı bir rejim haline dönüştürülmek istenmektedir. Bir aylık kampanyanın özünde de bu kalıcılaşmaya karşı Türkiye ve Kürdistan halklarının emekçilerinin demokrasi ve özgürlük mücadelesinde kararlaşma günü olarak nitelendirilebilir" dedi.

'12 EYLÜL HALKLARIN ÜZERİNDE HALA BİR KARABASAN GİBİ DOLAŞIYOR'
Okunan ortak açıklamada, üzerinden 44 yıl geçen 12 Eylül askeri darbesinin Türkiye'de resmi ideolojiyi, tekçi, inkarcı, asimilasyoncu sistemi pekiştirdiği dile getirildi. "12 Eylül askeri darbesinin yıl dönümünde tekçiliğe dayanan ulus ve inanç gömleği farklılıklara giydirilmek istenmekte, aşırı merkeziyetçi devlet formasyonuyla yerel demokrasi inkâr edilmekte, demokratik siyaset alanı faşist hezeyan ve öznelerle zehirlenmekte, erkek egemen ideolojiyle kadınlara dönük her türlü zorbalık devreye konmakta, kapitalizme ve sermayeye olan iman derecesindeki itaatle ekolojik yıkım her geçen gün derinleşmekte ve ülke genelinde açlık kol gezmektedir. Yani 12 Eylül'ün siyasal tasarımı aradan geçen kırk dört yılda hala Türkiye ve Kürdistan halklarının üzerinde bir karabasan gibi dolaşmaktadır" denilen açıklamada, 12 Eylül'ün mirasçısı olan AKP-MHP faşizminin tahakküm alanlarını genişlettiğine dikkat çekildi.

"Sayın Abdullah Öcalan üzerinde başlatılan mutlak tecrit ve iletişimsizlik haliyle startı verilen toplumu nefessiz bırakma ve muhalefet eden kesimleri çökertme stratejisi, 2015 yılından beri Türkiye halklarına şiddet, ölüm, açlık ve istikrarsızlıktan başka bir sonuç getirmemiştir. Mutlak tecritle çözümsüzlüğe sürüklenen Kürt sorunu, Türkiye'de çoklu krizlerin nedeni haline gelmiştir" denilen açıklamada, AKP-MHP ittifakının toplumsal muhalefeti çökertme stratejisinin ezilenlerin güçlü direnişiyle dikiş tutmadığı ifade edildi.

'KÜRT SORUNUNDA ÇÖZÜMSÜZLÜK BİR SİYASAL DÜĞÜM OLUŞTURDU'
Açıklama, şöyle devam etti: "Bu çürümüş iktidar blokuna karşı halkların, ezilenlerin ortak mücadelesini büyütmek için en güçlü çıkışı 'Sayın Abdullah Öcalan'a özgürlük, Kürt sorununa çözüm' hamlesini başarıya ulaştırarak gerçekleştirebileceğimize inanıyoruz. Çünkü bilmekteyiz ki AKP-MHP faşist ittifakı, kendisini Kürt halk gerçeğinin inkarından ve sayın Abdullah Öcalan başta olmak üzere politik Kürt hareketinin, itirazının kriminalize edilmesinden üretmektedir. O nedenle faşist iktidara karşı yürüttüğümüz mücadeleyi bir üst aşamaya taşımak, demokratik yaşam inşasının kapılarını sonuna dek aralayacaktır. Çünkü Sayın Öcalan üzerinde uygulanan mutlak tecrit ve iletişimsizlik hali, bugünkü rejimin bir yönetim stratejisi olarak Kürdistan'la sınırlı olmaktan çıkmış, tüm Türkiye sathına yayılmış, demokrasinin ve barışın turnusol kâğıdı olan Kürt sorununda çözümsüzlüğü derinleştirerek bir siyasal düğüm oluşturmuştur. Bu siyasal düğüm çözülmeden çoklu krizlerden kurtulmak mümkün değildir. Türkiye'de demokrasi ve barışa atılan bu siyasal düğümü çözmek için mücadelemizi daha da büyütmeliyiz."

'GELİN YAN YANA ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ İÇİN MÜCADELE EDELİM'
Ekim ayında "Abdullah Öcalan'a özgürlük, Kürt sorununa çözüm" hamlesinin birinci yılını dolduracağı kaydedilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: "Bugünden itibaren 'sayın Abdullah Öcalan'a özgürlük, Kürt sorununa çözüm' hamlesine yeni bir aşama kazandırıyoruz. Kürt halkı açısından 'Varlığını koruma, özgürlüğünü sağlama' mücadelesinde sonuç almaya odaklanan özgürlük yürüyüşümüz, 12 Eylül'den 13 Ekim'e kadar yürüteceğimiz 'Komploya karşı direniyoruz, özgürlük için Amed'de buluşuyoruz!' kampanyasıyla daha da büyütülecektir. Bu minvalde 9 Ekim uluslararası komplosunu ve komplocuları tümden yenilgiye uğratmak, İmralı işkence sistemini paramparça etmek ve Kürt sorununa demokratik çözümü getirmek için başlattığımız özgürlük yürüyüşümüzün 13 Ekim'e kadar sürecek olan kampanyasına Kürdistan'daki ve Türkiye'deki tüm demokrasi güçlerini davet ediyoruz. Gelin hep birlikte yan yana demokratik geleceğimiz ve özgürlüğümüz için mücadele edelim. Bu inanç, kararlılık ve inatla 'Komploya karşı direniyoruz, özgürlük için Amed'de buluşuyoruz!' şiarıyla başlattığımız ve finalini 13 Ekim'de Amed'de düzenleyeceğimiz büyük mitingle yapacağımız kampanyamıza coğrafyanın tüm demokratik, devrimci güçlerini, toplumsal muhalefeti çağırıyoruz."