22 Eylül 2024 Pazar

'Evi sağlam olanlara konteyner verildi, kiraya verdiler'

Ailesinden kalan bahçede kendilerine yaşam alanı kurmaya çalışan Rahmioğlu ve Miroğlu, her şeyi kendi imkanlarıyla yaptıklarını dile getirdi. Kızı engelli olduğu için AFAD'ın zar zor bir konteyner verdiğini onu da caddeye bıraktığını söyleyen Rahmioğlu, kendi imkanıyla konteynere kurduğunu ve yaşanır hale getirdiğini anlattı. Miroğlu, ise hiçbir yardım alamamış. Çadırı, eşyaları su içinde kalmış. İki kardeş, gelen yardımların gerçekten ihtiyacı olanlara dağıtılmadığına işaret ederek, "Evi sağlam olanlara konteyner verildi, onlar da kiraya verdi. Depolar erzak dolu bize hiçbir şey verilmedi" sözleriyle yaşananları anlattı.

Maraş merkezli 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan depremlerde onbinlerce insan katledildi, hayatta kalanlar ise iktidarın rant ve sermaye odaklı politikaları nedeniyle ya ölüme ya da yoksulluğa mahkum edildi. Depremin hemen ardından çok sayıda siyasi parti, demokratik kitle örgütü geçmiş deneyimlerden yola çıkarak hızla dayanışma kampanyası örgütledi. Diğer birçok kentte olduğu gibi Arap Alevi halkının yoğun olarak yaşadığı Antakya'ya devlet enkaz altında kalanları kurtarmak için gitmedi. Depremin ardından çetelerin, askerin cirit attığı kentte depremde evleri yıkılan, tüm eşyalarını ve yaşamaları için gerekli olan temel tüketim maddelerini kaybeden halkın yeni bir yaşam kurması için devrimciler, emekçi sol güçler özel bir çaba harcadı.

BİR YIL GEÇTİ DEVLET HALA YOK, KARYER HALKI KENDİ KENDİNE YETİYOR
Bu yerlerden biri de Antakya'nın Defne ilçesinde bulunan Karyer Mahallesi. Mahalleye uzun süre sadece devrimciler kendi imkanlarıyla yardım ulaştırdı, alt mahallerde durumu daha iyi olan, evleri az hasarlı olan yerlere ise hem Kızılay hem de AFAD düzenli yardım malzemeleri ulaştırdı. Uzun süre Karyer'e Kızılay, AFAD uğramazken çok sonra çadır getirildi. Arap Alevi halkının yoğun yaşadığı Karyer Mahallesi, depremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen yine en az "iyileştirme" çalışmasının yapıldığı bölgelerden biri. Halk kendi imkanlarıyla barınma sorununu çözmeye çalışıyor.

Gülay Rahmioğlu ve Ali Miroğlu, ailelerinden kalan bahçede kendi imkanlarıyla hayatta kalmaya çalışan iki kardeş. ETHA'ya konuşan Rahmioğlu ve Miroğlu, evleri yıkılmasına, barınacak yerleri olmamasına rağmen kendilerine yardım ulaşmadığını; maddi durumu iyi olan, evi olan kişilere ise birçok kere yardım gittiğini gördüklerini dile getirdi.

Gülay Rahmioğlu'nun biri down sendromlu üç çocuğu var. Depremden önce kirada oturduğu ev yıkıldığı için abisinin yaşadığı ailesine ait bahçeye yerleşmiş. Ancak abisi Ali Miroğlu'nun da evi yıkıldığı için bahçeye kurdukları derme çatma çadır ve AFAD'ın getirdiği ancak kurmadığı, kendi imkanlarıyla kurup tamir ettikleri konteynerde yaşıyorlar. "Bulaşık yıkamanın bile lüks olduğunu gördüm. Eskiden yiyor, içiyor makineye diziyorduk. Şimdi bir bardak için bile düşünüyorum, bulaşık yıkayacak yerim yok" sözleriyle içinde bulundukları anlatan Rahmioğlu, söz konusu alanı kendi imkanlarıyla oluşturduğunu da vurguladı. 

'KIZIM ENGELLİ OLDUĞU İÇİN SÜREKLİ SORUN YAŞIYORDUM'
Depremden sonra bir hafta dışarıda, sokakta kaldıklarını, yaktıkları ateşin başında kışın ortasında ısınmaya çalıştıklarını hatırlatan Rahmioğlu, "AFAD'ın çadır kentinde kalmak zorunda kaldık 4-5 ay. Sonra o çadırları söktüler. İsteyen konteyner kente gitti, benim kızım engelli o yüzden gidemedim. Hep sorun yaşıyorduk, kimseyle tartışmamak için burada kalmayı tercih ettim. Bu bahçe annemle, babamındı, abim de burada kaldı" dedi.

'AFAD KONTEYNERİ CADDEYE ATIP GİTTİ, KENDİ İMKANLARIMLA KURDUM'
Uzun süre kendisine konteyner verilmediğini, kızı engelli olduğu için yeni verilen konteynerde kaldıklarını belirten Rahmioğlu, ön tarafta molozların, çamurların bulunduğu yokuş alanı gösterdi ve ekledi: "AFAD getirdi konteyneri yola bıraktı, attı. Kendi imkanlarımızla birkaç kişi buraya çıkardık ve konteynere kurduk. İlk zamanlar su alıyordu, tamir ettik. Geçen hafta gelseydiniz her yer çamurdu, biz konteynerden dışarı çıkamadık. Yağmur dinince biraz yükseltmek için beton attık. Şimdi daha iyi. Ama tesisat kurulmadı; elektrik, bağlamadılar bunları hep ben kendi imkanlarımla yaptım."

Mutfağı olmadığı için yemek pişiremediğini anlatan Gülay Rahmioğlu, "Sadece gelen yardımla, hijyen malzemesiyle olmuyor. Biz evimizi, her şeyimizi kaybettik. Sil baştan hayat kurmaya çalışıyoruz" diye konuştu.

'EVİ OLANLARA KONTEYNER VERDİLER, DEPOLARDA ERZAK STOKLADILAR'
Konteynerin biraz ilerisinde sular içinde kalmış çadır ve eşyalar var. Orada ağabey Ali Miroğlu kalıyor. Suudi Arabistan'da çalışan Miroğlu, pandemiden hemen önce Defne'ye gelmiş, tekrar çalışmak için gidememiş. Yıllardır biriktirdiği parasıyla ailesine ait bahçeye bir bina inşa etmiş. Deprem günü kızı mangal yapmasını istemiş o yüzden tüm gece bahçedelermiş, eve henüz girmişken deprem olmuş. Sonrasında da kalan birikimiyle bir yakınından ev almış Miroğlu, daha güvenli diye. Ancak bu kişi de dolandırmış.

Yağmur yağdığında su dolan, içindeki eşyalar ıslanan çadırına doğru yürüyoruz. Ağlayarak zar zor kurabildiği sözler ise şunlar: "Bakın çadır su içinde kaldı. Ben kendimi havuzda zannettim. Şu anda biraz dindi tabii çekildi sular. Yerler çamur içinde ama görüyorsunuz. Elbiselerim ortada her yerde. Karım MS hastası burada nasıl kalsın. Kızım onu yanına aldı kirada oturuyorlar. Devletten kimse gelmedi buraya yardım için. Yardım geldi ama evi olanlar, ihtiyacı olmayanlar stok yaptı. Konteyner kentte, çadırda kalamıyorum. Kimse çadır falan da vermedi, kendi imkanlarımla ancak bu kadar kurabildim. Tanıyorum, biliyorum evi sağlam ama konteyner de verilmiş. Kiraya veriyor. Depolar erzak dolmuş, hani burada erzak. (Ocağını gösteriyor) Bakın su içinde kalmış, ben aşçıyım ama şimdi yemek yapmayı bile özledim. Tüm birikimim gitti, iyi bir hayatımız vardı yerle bir oldu. Burada çamur içinde, su içinde yaşamaya çalıyoruz. Yardım geliyor, tüm Türkiye'ye yeter. Hayır severler çok ama ihtiyacı olanlara versinler. Yazık, günah bu millete."